Toplumlar bir Tanrı'nın (veya tanrıların) varlığına niçin gereksinim duyarlar?
Bir Tanrı'nın (veya tanrıların) varlığına inanmanın kişisel/öznel (psikolojik) yanıyla toplumsal/siyasal (sosyolojik) yanı arasında karşıtlık mı vardır, uyum mu?
Acaba dindar filozoflar ve dinsiz filozoflar ayrımı yapılabilir mi?
Tarih boyunca insan topluluklarında Tanrı'nın nitelikleri (sıfatları) nasıl oluşmuş ve belirlenmiştir?
İnsanlar şu veya bu şekilde Tanrı'ya dua ve ibadet ederler; peki felsefe'nin tanrısına da dua edilir mi?
Felsefe-Din ilişkileri ne zaman çatışma biçimi kazanır, ne zaman bu çatışma bir uyum olarak görünür?
Dinler Felsefe'nin istekleri doğrultusunda değişebilir mi? Ne kadar değişebilirler?
Not: Soru sorma hakkı yalnızca üyelerle sınırlıdır.
Katıl butonu için: [ Ссылка ]
Felsefe dersleri için: [ Ссылка ]
Ещё видео!