#kuraklık #iklimkrizi #küreselısınma
İster inanın ister inanmayın. İçtiğim bu su belki 100 milyon yıl önce bir dinazorun midesinden geçti. Peki milyonlarca, hatta milyarlarca yıldır canlıların yaşam kaynağı olan su, neden şimdi tükeniyor? Nasıl olur ya dünyanın 4'te 3'ü su değil miydi? Böyle bir durumda su gerçekten tükenir mi? " Bu sorunun cevabı hem "evet" hem de "hayır."
Dünyada bulunan suyun çok büyük çoğunluğu tuzlu olduğundan maalesef içilemiyor. Çünkü suların yüzde 96,5'lik kısmı denizlerde ve okyanuslarda bulunuyor. Geriye sadece yüzde 3.5 gibi küçük bir tatlı su oranı kalıyor. Maalesef bunların da tamamını kullanamıyoruz çünkü onların da bir kısmı buzullarda, (yani donmuş vaziyette) bir kısmı toprakta, bir kısmı da bulutlarda bulunuyor. Yani geriye kullanabilmemiz için çok sınırlı bir kaynak kalıyor. İşte o kısıtlı kaynakla bile tüm canlılar şu ana kadar yaşamlarını sürdürebildi. Bırakın bir dinazorun midesinden geçmesini, içtiğimiz suyun güneş sisteminin varoluşu kadar eski olduğu kanıtlandı. Yani kullandığımız sular 4.5 milyar yaşında olabilir.
Oransal olarak bu kadar az olmasına rağmen canlılığa hayat veren su maalesef dünyanın her yerine eşit bir şekilde dağılmış bir durumda değil.
Dünyadaki toplam 43,750 km3 su kaynağının %45'i Amerika, %28'i Asya, %15.5'i Avrupa'da bulunurken sadece %9'luk bir kısmı Afrika'da yer alıyor.
Bu eşitsizliğe bir de küresel iklim koşulları eklenince "su kıtlığı" ya da "kuraklık" gibi terimleri çok sık duymaya başladık ve maalesef bundan sonra da duyacağız gibi görünüyor.
Küresel ölçekteki bu sorun maalesef İstanbul'un da kapısını çaldı. Son verilere göre İstanbul'daki barajlarda doluluk oranı yüzde 31,51 olarak ölçüldü. Bu düşüş her hafta en az yüzde 1 oranında devam ediyor. Yüzde 17.5'luk doluluk oranıyla Son 10 yılın en düşük su seviyesine ulaşan Alibeyköy barajının şu son haline bakın. Baraj havzasında bulunan bu kemer suların tamamen çekilmesi ile gün yüzüne çıktı. İstanbul'da bulunan irili ufaklı diğer 8 barajın durumu da bundan farklı değil. Sorunun ne kadar büyüyeceği ise şimdilik bilinmiyor.
