BİR MEDENİYETİN BAŞ KENTİ AHLAT
Ben, çağlar ötesinden,
Akıp gelen bir selim.
Ben, tarihle bir doğdum,
Ben, tarihle giderim.
Ben Kubbetü’l İslâm denen,
Üç şehirden biriyim.
Ben asırların değil,
Çağların eseriyim.
hmet Turan Kazgöl şiirinde Ahlat’ı böyle tarif ediyor. Ne söylense azdır, tarifi muhaldir Ahlat’ı anlatmanın. Ahlat’ı tarih boyunca buradan geçmiş seyyahların sözlerinden, bin yıllık Türk mührü olan mezar taşlarını, çeşitli kitap ve dergilerden hayranlıkla bakarak öğrendim. Bu dinleyecekleriniz, Ahlat’ı ilk kez gören bir akademisyenin bilimsel gezi notlarıdır.
Ahlat, Van Gölü’nün kuzey batısında çok güzel manzarasıyla bölgenin kadim şehirlerinden biridir. Süphan ve Nemrut dağları arasında Van Gölü’ne nazır eğimli platolar üzerine kurulmuş olan Ahlat, adeta bir açık hava müzesi görünümündedir. Geniş bir sahada kurulan şehir, her zaman stratejik bir konuma sahip olmuştur. Van Gölü’nün kıyısında, hafif bir eğimle yükselmenin şehre kazandırdığı güzellik, bu stratejik özellikle birleşince ve bölgeye sahip olmanın yolu, Ahlat’a sahip olmaktan geçtiği kanaatiyle, tarih boyunca herkesin gözü buraya çevrilmiştir.
Ещё видео!