Swissotel Resort and Residences Çeşme
Türk mimarlık ofisi Dilekçi Mimarlık tarafından tasarlanan Swissotel Çeşme restorasyon işi, 1997 yılında yapılan oteli hem günümüz mimarisine uygun hale getirmeyi hem de genişletmeyi amaçlıyor. Projenin kapsamı, 400 olan oda sayısını 260’a indirmek ve aynı zamanda 110 rezidans binası ve 7 özel villa inşa etmek olmuş. Restorasyon kısmındaki ana hedef, binanın tamamını depreme karşı dayanıklı hale getirmek ve karbon ayak izini minimuma indirmek olmuş. Yeni rezidansların tasarımı eski binanın dokusuna uygun şekilde tasarlanmış, iki alan da ortadaki yeni havuz ile birbirinden ayrılmış. Çeşme Swissotel, bu yaz yeni görünümüyle misafirlerini ağırlamayı bekliyor.
Three Garden House
Avustralyalı mimarlık ofisi PARABOLA Architects tarafından tasarlanan Three Garden House Adelaide kırsalında yer alıyor. Hayatları boyunca bahçe işleriyle ev sahipleri için tasarlanan evde asıl amaç yapının doğayla iç içe olması olmuş. Projedeki en büyük meydan okuma, kısıtlı sayılabilecek bütçeyle bu tasarımı yaratmak olmuş. Dikdörtgen olarak tasarlanan yapının en ortasında merkezi bahçe evin göz bebeği olmayı başarmış. Binanın etrafında yer alan yeşillik alanda ise ev sahiplerinin 50 yılı aşkın bahçecilik deneyimlerinden kalan bitkiler yer almış. Three Garden House, eşsiz kimliğiyle ön plana çıkmayı başarıyor.
Land of Tomorrow
Londra merkezli meşhur mimarlık ofisi Foster + Partners tarafından tasarlanan çok amaçlı yaşam alanı Land of Tomorrow, Kıbrıs adasının liman şehirlerinden Larnaka’da yer alıyor. Larnaka’nın sahil şeridini sürdürülebilir ve çağımıza uygun bir alana dönüştürmeyi hedefleyen bu mega-proje, yaşam alanlarının dışında alışveriş merkezleri, ofis alanları, lüks bir otel, restoranlar ve eğlence alanları oluşturmayı hedefliyor. Yapılaşmanın dışında sahil şeridine paralel olarak tasarlanan yaya yolu, proje boyunca uzanıyor ve burada yaşayanlara doğayla bağlantısı olan bir sosyalleşme alanı sunmayı hedefliyor. bu yol boyunca ekilecek olan 20.000 palmiye ağacı, projenin karakteristiklerinden biri olarak göze çarpıyor. Daha önce de benzer yaşam alanları tasarımlarına imza atan Foster + Partners’ın son projesi Land of Tomorrow, şimdiden hem yerel halkı hem de ziyaret edecek turistleri heyecanlandırmayı başarıyor.
El Molinon Stadium
Ispanyol mimarlık ofisi Sordo Madaleno tarafından tasarlanan El Molinon stadının restorasyonu projesi, Ispanya’nın kuzeybatısındaki Asturias bölgesinin Gijon şehrinde yer alıyor. 2030 Dünya Kupasının en sahiplerinden biri olacak stadyum, 9.000 kapasite eklenerek 33.500 seyirciyi ağırlayacak hale getirilecek. Restorasyon projesi; Ispanya’nın ayakta kalan en eski futbol stadyumu olan El Molinon stadını, tarihi dokusuna sadık kalarak modern bir stadyuma dönüştürmeyi amaçlıyor. Projedeki temel amaçlardan biri de spor organizasyonları için tasarlanan alanların, turnuva sonraları için de kullanışlı ve sürdürülebilir mekanlar haline getirilmesi olmuş. El Molinon stadı, restorasyon haberi ile birlikte şimdiden 2030 Dünya Kupasında taraftarların en çok merak ettiği statlardan biri olmayı başarıyor.
NoFe House
Paraguay merkezli mimarlık firması Equipo de Arquitectura tarafından tasarlanan NoFe House, Luque şehrinde yer alıyor. Adeta üzerine inşa edildiği doğa ile iç içe kalmayı başarmış bir proje olan NoFe House, geçmiş uygarlıkların mimarlık anlayışını temsil ediyor. Tasarımda en büyük meydan okumalardan biri evi sadece doğal ışıkla aydınlatma hedefi olmuş. Bu doğrultuda pencereler evin lokasyonuna göre dikkatle konumlandırılmış. Doğayla insanın bağını temsil etmeyi başaran NoFe House, Paraguaylı mimarlık ofisinin incilerinden biri olmayı başarmış.
Ещё видео!