Yapım: Ayşe Öksüz Kanal B Turkiye
Kamera: Özkan Özdemir
Kurgu: Nehir Şeref
Ustalar: İsmail Kaptan / Mustafa Ölmez/ Bilal Çilekaroğlu/ Ahmet Aslan/ Şenol Yüce/ Macit Balta/ Ali Yılmaz/ Ömür Tanga/ Avraş/ Safinaz Demirci
İstanbul
7.Mayıs.2009
Midye avcısı İsmail Kaptan: " 20 yıldır çekiyoruz, sabah 7 'de kalkıyoruz,patronun bize verdiği bir sipariş var 50-60 tane,her zaman bulamıyoruz yani bazen boş gittiğimizde oluyor. Kaskalar bazen boş geliyor. 200 metre bir alandadır bizim çalıştığımız yer. Bir nişan koyarsınız, şuradan karşıya, aynı nişanda gidip gelirsiniz yani. Ama oradan çıktığınız zaman bir şey alamazsınız.
Midye avcısı Mustafa Ölmez: "Ben 46 yaşındayım. Rumelikavak köyünde yani burada doğup büyüdük. Mesleğimiz midyecilik. Geçim kaynağımız da bu. Bir de balıkçılık yapıyoruz tabi, köyümüz balıkçı kasabası olduğu için, köyü olduğu için balıkçılıkla uğraşıyoruz, balıkçılık bitiminde de midye işine devam ediyoruz. Bizim tatilimiz hiç yok. Ne bayramımız var, ne yılbaşımız var. Çünkü bizim hitap ettiğimiz yani midyeyi verdiğimiz gazinolar, restoranlar tatil yapmıyorlar ki biz yapalım. Burada çok çok büyük bir potansiyel var. Yani, bugün yurt içindeki illerimizden tutun, yurt dışındaki, Avrupa'daki bilumum belirli ülkelere dahi, buradan midye gidiyor. Yani, bunun Türkiye'ye bir girdisi var. Gelir kaynağı bu. Bundan ekmek yiyen insanlar var."
Midye avcısı Bilal Çilekaroğlu: " Doğma büyüme Rumelikavaklı'yım. Genelde midye işiyle uğraşmaktayız. Denize çıkıp, kendi malımızı kendimiz yapmaktayız. Gelip, açık gazinolara dağıtmaktayız yani. Genelde denize çıktığımız zaman, belli bir zorluğu var illaki. Hemen hemen, iki saat ,üç saat çalışıyorsunuz denizde. Geldikten sonra, dört, beş saat de karada çalışıyorsunuz. Beş'e , altıya kadar işinizi tamamlayabiliyorsunuz yani. Günlerimiz öyle geçiyor. Genelinde bunu açmak kolaydır ama, alışmaya bağlıdır. Alıştığın zaman kolayına gelir devamlı açarsın akşama kadar iki bin tane, üç bin tane."
Rumeli kavağı Balıkçılar Kooperatif Başkanı Ahmet Aslan: "Burası Rumeli kavağı, Karadeniz'in çıkış noktasında olan bir yer. Mahallemiz. Sarıyer'in mahallelerinden biri. Burası, balıkçılık ve midyecilikle geçinen bir köy. Burada denizci esnafımız var. Genelde Karadeniz yöresinde avlanır, buradan balıklarını ve midyelerini toplayıp, biz de kooperatif olarak kendilerine yardımcı oluyoruz. Burada ufak bir kooperatifimiz var. Elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Genelde Rumeli kavağı, tarihi kökünden beraber midyenin, civa oranının az olduğu Boğaz'da bir bölge. Buradan çıkan midye, civa oranı düşük olduğu için, piyasalarda tutuluyor. Bu insanlar, sabahleyin dört buçuk, beşte kalkarlar, tekneleriyle beraber denize giderler. Her sabahleyin taze midye çıkartmak için. Soğuk şartlar altında çalışırlar. Kışın soğuk şartlar altında çalışırlar. Elle, tek tek soğuğun altında ayıklanan bir mahsül olduğu için, çok zordur. Bir de bunun dışarıda işlenme bölümü var. Bunlar aileleri tarafından dışarıda ayıklanarak, midyenin ayıklanması bir fabrika işi gibidir. İnsanların her biri bir fabrikadır. Çok meşakkatli bir iştir. Bunu da aileler dışarıda ayıklar, hanımı, çoluğu, çocuğu piyasaya sürmek üzere müşteriye sunarlar. Dört, beş aşamadan geçtikten sonra, bu iş, midyenin içinden çıkartılması ve o şekle getirilmesi çok meşakkatli bir iştir. İnsanlar ailece bu işi yapıyorlar, zor şartlar altında yapıyorlar. Ben kaç seneden beri burada balıkçılık yapıyorum, dede mesleğimiz, midyenin lezzetini en iyi balıktan bile almadım ben. Biz kendimiz midyeyi yediğimiz zaman, iyi yapan birinin elinden midye yediğiniz zaman, hiçbir balıkta bile o lezzeti alamazsınız ve bağımlılık yapar."
Midye avcısı Şenol Yüce: " ..Yani 3 saatlik işi 8 saatte de yaptığımız oluyor, 8 saatlik işi 10 saatte yaptığımız oluyor. Şu an, algarnamızı çekiyoruz. Arkadaşlar algarnayı içeri alıyor. Şu bıçak ağzı dediğimiz zemine yapıştığı zaman, Midyeyi kesip arka tarafta, alt tarafta tel olmak üzerinde de torba olmak üzere, kesilen midye torbaya doluyor. Küçükleri yeniden, irileri, büyükleri yani işe yarayacakları ayıklanıp, dolmalık yapılacaklar yani , onları alıp ufakları yeniden denize atıyoruz, büyümesi için. Midye, ufakları denize attıktan sonra, yeniden zemine yapışır ve üremeye devam ediyor. Midye'yi ne kadar çok denizden çıkarırsak o kadar rahat ürer. Şimdi midye büyüdüğü zaman, büyüdükten sonra, almazsan, denizden toplamazsan, altındaki olan ana midye ölmeye başlıyor. Ölmeye başladıkça ne oluyor, midye azalıyor.
Ещё видео!