Düşünce sistemlerini anlattığımız bu videonun sponsoru ikas e-ticareti ve pazarlamayı tek ekrandan yapmanızı sağlayan yeni bir araç geliştirdi: [ Ссылка ] (iş birliği)
---
Hızlı mı Yavaş mı? Kararlarınızı Nasıl Veriyorsunuz?
Görünmez goril deneyini duymuş muydunuz? İzleyicilere beyaz giyimli oyuncuların pas sayısını sayma görevi verilirken, sahnenin ortasından bir goril geçiyor. Çoğu izleyici gorili fark etmiyor. Neden? Çünkü beyaz formalılara ve topa odaklanıyoruz, diğer şeyleri görmezden geliyoruz.
Bu deney, Nobel ödüllü Daniel Kahneman'ın "Thinking, Fast and Slow" (Hızlı ve Yavaş Düşünme) kitabında yer alıyor. Kahneman, insan beyninin düşünceleri iki farklı şekilde oluşturduğunu söylüyor: Sistem 1 ve Sistem 2.
Sistem 1: Hızlı, bilinçsiz, otomatik, sezgisel düşünceler. Hataya açık.
Sistem 2: Yavaş, bilinçli, efor gerektiren, mantıksal düşünceler. Daha güvenilir.
Kahneman'a göre düşüncelerimizin yaklaşık %95'i Sistem 1, sadece %5'i Sistem 2. Yani çoğunlukla hızlı, otomatik, sezgisel düşünüyoruz.
Örnek: Müller-Lyer illüzyonunda, okların uzunluğunu hızlıca tahmin etmek Sistem 1'dir. Ölçüp kontrol etmek ise Sistem 2.
Sistem 1 örnekleri: Uzaklık tahmini, basit matematik işlemleri, alışkın olduğumuz araç kullanımı.
Sistem 2 örnekleri: Karmaşık hesaplamalar, kimlik numarası hatırlama, ürün karşılaştırma, yoğun trafikte araç kullanma.
Sistem 1 ve 2 ayrımını anlamak, mantık hatalarından kaçınmamıza yardımcı olur. Örneğin:
1) COVID zamanı hastanedeki aşılı hasta oranı yüksek olduğunda, aşıların etkisiz olduğunu düşünmek bir Sistem 1 yanılgısıdır. Oysa toplumda aşılı oranı arttıkça, doğal olarak hastanedeki aşılı oranı da artar.
2) "Linda Problemi": Linda'nın sadece bankacı olma olasılığı, hem bankacı hem feminist olma olasılığından her zaman daha yüksektir. Ancak çoğu kişi Sistem 1 ile düşünüp yanılır.
Kahneman şöyle diyor: "Sistem 1'de düşüncelerinizin seyircisisiniz. Sistem 2'de kendi eylemlerinizin aktörüsünüz."
Önemli ve karmaşık konularda Sistem 2'yi kullanmalıyız. Kararları bir ürün gibi görmeli, üretim sürecini sorgulamalıyız. Düşüncelerimizi kendimizden ayırıp objektif değerlendirmeliyiz.
Bilimde "replikasyon krizi" vardır. Bazı çalışmalar tekrarlandığında farklı sonuçlar çıkabilir. Kahneman'ın bazı fikirleri de bu krizden etkilendi. O bile "Temeli olmayan çalışmalara fazla güvendim" dedi. Bu, kendi teorisinde bahsettiği önyargılara kendisinin de düşebildiğini gösteriyor.
Sonuç olarak, bazen hızlı (tavşan gibi), bazen yavaş (kaplumbağa gibi) düşünmeliyiz. Sezgilerimiz ve mantığımız arasında denge kurmalıyız. Ancak bu şekilde hayatın sunduğu fırsatları değerlendirebilir, tuzaklara düşmekten kaçınabiliriz.
---
Araştıran ve Yazan: Ögetay Kayalı
Kurgulayan: Alperen Çatak
Düzenleyen ve Sunan: Barış Özcan
---
🔗 Bağlantılar ve Kaynaklar:
Bu videoda bahsedilen olaylar ve konular hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, metnin tamamını ve bağlamsal kaynakları web sitemde bulabilirsiniz. [ Ссылка ]
[ Ссылка ]
Ещё видео!