Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunun koordinasyonu ile yürütülen “Yeni Bir Turizm Rotası Olarak Büyük Usta Mimar Sinan” isimli projenin amacı, İstanbul ve Mimar Sinan’ a ilişkin pozitif algının güçlendirilmesine katkıda bulunarak İstanbul için yeni bir “kültür turizmi ürünü” yaratmaktır.
►Daha fazla bilgi için : [ Ссылка ]
► Kanalımıza abone olmak için: [ Ссылка ]
► Instagram: [ Ссылка ]
► Twitter: [ Ссылка ]
► İnternet sitemize gitmek için (TTOK): [ Ссылка ]
► Facebook: [ Ссылка ]
Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu 6 Kasım 1923’te Cumhuriyetimizin ilk sivil toplum kuruluşu olarak “Türk Seyyahin Cemiyeti” adıyla kurulmuştur. Derneğimiz, yurdumuzun tarihi ve tabii güzelliklerinin tanıtılması ve yaşatılması, yol emniyeti ve yardımı, otomobil yarışları ve turizmin geliştirilmesi konularında hep ilklerle tanınmaktadır. Turing 90.yılından itibaren de özellikle motokuryelerin eğitim donatımları ve gençlere yönelik kültür sanat etkinlikleri ile farkındalık oluşturmaya çalışmaktadır. 1930 yılından bu yana kamu yararına çalışan dernek statüsündeki TTOK, uluslararası seyahat belgeleri düzenlenmesinde tek yetkili kurum olarak faaliyetlerini sürdürmektedir.
Mimar Sinan'ın Hayatı
Türk mimarlık tarihinin en büyük ismi şüphesiz Mimar Sinan'dır. Sinan sadece Osmanlı mimarisinin değil dünyanın da en büyük mimarlarından birisidir. Kimliği, doğup büyüdüğü zaman ve coğrafi sınırların çok ötesine geçen bu büyük mimarın eserleri de mensubu bulunduğu imparatorluğun büyüklüğüne yaraşır bir sahayı kaplamakta, birçok ülkeyi içine alan geniş bir coğrafya çağının şahidi olmaya ve Osmanlı kimliğini yaşatmaya devam etmektedir.
Ne zaman doğduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte doğumu 1491'in öncesi olarak tarihlenmektedir. Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak Kayseri Ağırnas'ta dünyaya gelmiştir. Ancak, “Osmanlı kültüründe yıkanmış bir Müslüman tasarımcı olarak bütüne katılabilmesi için yeterince kabiliyetli olduğu fark edilmiş, böyle bir çocuğun köyündeki kaderine terkedilmesi yerine onu Osmanlı seçkinlerine dahil etmek üzere gerekli işlem başlatılmıştı.” Neticede etnik mensubiyeti tartışılan Sinan'ın güçlü bir Osmanlı kimliğine sahip olduğu muhakkaktır.
Bu dehanın gelişiminde bu sistemin ve erken denilebilecek bir yaşta İstanbul'la tanışmasının rolü büyüktür. Topkapı Sarayına ve Ayasofya'ya yakın, Roma dönemi mimarisinin merkez noktalarından birisi olan Hipodrom/Sultanahmet Meydanı civarında bir okulda yetiştiği kabul edilen Sinan, otobiyografisi olarak kabul edilen Tezküretü'l-bünyan'da, Yavuz Sultan Selim'in hizmetinde Arap ve Acem diyarlarını gezip dolaştığını ve yine İstanbul'a döndüğünü belirtmektedir. Padişahın Mısır ve Hicaz bölgesinin Osmanlı sınırlarına dahiliyle neticelenen Mısır seferine katılmış, mimari çevreyi tanımış, Selçuklu ve Safevî yapılarının yanında antik yapıları ve Mısır piramitlerini de tanımıştır.
Seferlere iştiraki Sinan'ın görgü ve bilgisini çok geliştirmiş, kendisini gösterme kabiliyetini ve ileri görüşlülüğünü ortaya koyma imkanı sağlamıştır.
Kanûnî Sultan Süleyman'ın 1521'de Belgrad, 1522'de de Rodos seferlerine yeniçeri piyadesi olarak katılmış, daha sonra da atlı sekbanlara seçilmiştir. Mohaç Meydan Savaşı'na (1526) katılan Sinan'a acemi oğlanları yayabaşılığı verilmiştir. Akabinde kapıkulu yayabaşısı olmuş ve zemberekçibaşı tayin edilmiştir. 1532'de Alman, 1534'te Irakeyn seferlerinde gösterdiği başarıları ile dikkat çekmiştir. Ancak son seferindeki bir başarısı üzerine dikkatleri iyice üzerine çekmiştir. 1537'de haseki olarak Korfu seferine, 1538'de de Boğdan seferine katılmıştır. Bu sefer sırasında Prut nehri üzerinde kurduğu köprü ile ordunun karşıya geçmesini sağlamıştır. Sinan'ın on üç günde yaptığı bu köprü âdeta efsane olmuştur. Bu görevi üstlendiğinde 48 yaşındadır. Lütfi Paşa'nın, bu köprüyü korumak için kule yapılması fikrine, stratejik bir yaklaşımla karşı çıkmış ve paşa ile tartışmıştır. Hatta bundan dolayı geleceği ile ilgili endişeye kapılmışsa da Sadrazam Lütfi Paşa, ölen mimarbaşı Acem Alisi'nin yerine kendisini tayini endişesinin yersiz olduğu göstermiştir.
48 yaşında Mimarbaşılık görevini üstlenen ve vefatına kadar “Reîs-i mimârân” kalan Sinan mesleğinde kaydettiği aşamayı üç yapıyla tanımaktadır. Birincisi “çıraklık eserim” dediği Şehzade Camii'dir. 1548'de tamamlanan bu külliye ile ilk büyük sultan camisini tamamlamıştır. İkincisi, “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Külliyesi'dir. 1557'de biten bu yapı ile İstanbul'un ve Osmanlı imparatorluğun en görkemli yapılarından birisini tamamlamıştır. “Ustalık eserim” dediği yapı ise Edirne'de, II. Selim adına inşa ettiğini Selimiye Camii'dir. Selimiye tamamlandığında 83 yaşındaydı ve bundan dolayı “Koca” olarak anılıyordu .
Daha Fazla Bilgi için.
[ Ссылка ]
Mimar Sinan Belgeseli
Теги
mimarmimarlıktarihsanattarihi mimarlıkbüyük ustacamituringturing kültür sanatttoktürkiye turing ve otomobil kurumuturing mimar sinanmimar sinansinanMimar SinanYeni Bir Turizm Rotası Olarak Büyük Usta Mimar Sinan - Turingyen bir turizm rotası olarak büyü usta mimar sinanyeni bir turizm rotasıturing belgesellertürkiye turingbüyük usta mimar sinanBüyük Usta Mimar SinanMimar Sinan Belgeseli