Geceleri Ay’a baktığınızda bir “su ayısı” da oradan size bakıyor olabilir! Hayır, Ay’da herhangi bir canlı keşfedilmedi. Dünyadaki minik canlılardan birkaç bin tanesi oraya gönderildi.
Bu çamaşır makinesi büyüklüğündeki cisim, Ay’a iniş yapacak ilk özel uzay aracı olarak tasarlandı. Adı: Beresheet. İbranice’de “Başlangıç” demek. Amacı gerçekten de bir başlangıç yapmaktı. Bugüne kadar sadece ABD, Rusya ve Çin’in başarıyla uzay aracı indirebildiği Ay’a bu kez bir ülkenin uzay ajansının değil de İsrailli 3 mühendisin geliştirdiği özel bir araç ineceği için bir başlangıç. Bir de içinde taşıdığı yolcularından dolayı. Bu uzay aracına insanlık hakkında bilgi veren dijitize edilmiş 30 milyon sayfalık bir kütüphane ve yine insanlara ait DNA örneklerinin yanı sıra binlerce tardigrat yerleştirildi.
Tardigrat küçük bir hayvan. Boyları yarım mm’den 1,5 mm’ye kadar değişiyor, yani bir kredi kartının kalınlığını pek geçmiyorlar. Silindir gibi bir vücudu, ondan bağımsız hareket edebilen bir kafası ve hatta gözleri bile var. Uçlarında pençeleri bulunan 8 bacağını kullanarak aheste aheste geziniyorlar. Zaten “Tardigrada” kelimesi Latincede “yavaş yürüyen” anlamına geliyor ama 1773’te onu keşfeden Alman zoolog minik bir ayıya benzettiği için “su ayısı” olarak da biliniyor. En az küçültüp, doldurup oyuncağa dönüştürdüğümüz ayılar kadar da sevimli gözüküyorlar; böyle gıdıklayası, sarılası geliyor insanın :)
11 Nisan 2019’da Ay’a iniş yapma manevralarına başlayan o ilk özel uzay aracının içinde Dünya ve insanlara ait bilgilerin bir yedeğinin yanı sıra işte bu minik sevimli yolcular da vardı. Fakat tam alçalırken Dünya’yla bağlantısı kesildi ve planlanan inişe saniyeler kala uzay aracı Ay yüzeyine çakılarak parçalandı. Proje başarısızlıkla sonuçlanmıştı. 11 gün sonra iniş yapılması planlanan bölgede oluşan çarpma kraterine ait uydu fotoğrafları da bu başarısızlığı belgeliyordu.
Peki ya içindeki o yolculara ne oldu? Sempatik görüntüleriyle kalbimizde taht kuran o minik tardigratlar ölmüş müydü acaba? Şimdi bu canlıların miniklikleri ve sempatiklikleri dışındaki en önemli özelliğini söyleyeyim sizlere: Onlar bilinen en dayanıklı hayvanlar. Diğer canlılar için ölümcül olan aşırı koşullara dayanabiliyorlar. Mesela suda kaynatabilirsiniz, çünkü 150°C sıcaklıkta yaşayabiliyorlar. Buzdolabında dondurabilirsiniz, çünkü -272°C’de de yaşayabiliyorlar. Bu ne demek biliyor musunuz? Evrendeki en düşük sıcaklık kabul edilen “mutlak sıfır” yani -273.15°C’ye yakın bir koşulda hayatta kalabilmek demek. Yani bırakın Antarktika da dahil olmak üzere, Dünya’daki 7 kıtanın tamamında -karalardaki en yüksek zirve Everest’in tepesinde ya da deizlerdeki en derin nokta Mariana çukurunda- yaşayabilmeyi, uzay boşluğunda bile canlılıklarını sürdürebiliyorlar.
Nereden biliyoruz? Çünkü daha önce hem Uluslararası Uzay İstasyonu’na gönderildiler, hem de özel bir kapsülle yerleştirildikleri Dünya’nın alçak yörüngesinde 12 gün boyunca uzay boşluğunda kaldılar. Sadece aşırı sıcaklık ve soğukluk değil aynı zamanda yüksek radyasyona da maruz kalan 3000 su ayısının %68’i Dünya’ya döndükten sonra sağlıklı bir şekilde yumurtlayıp çoğalmaya devam ettiler. Böylece koruyucu bir giysi ya da kalkan olmaksızın “uzaya dayanıklı ilk ve şimdilik tek hayvan” ünvanını da kazanmış oldular.
Peki bunu nasıl başarıyorlar? Aslına bakarsanız onların ayılara benzeyen bir başka özelliği de bir çeşit kış uykusuna yatabilmeleri. “Tun” adı verilen kriptobiyotik bir duruma geçebiliyorlar. Neredeyse bir ölüye dönüştükleri böyle bir durumda on yıllar boyunca aç ve susuz kaldıktan sonra tekrar normal durumlarına geri dönüp hareket etmeye başlayabiliyorlar.
Örnek mi istiyorsunuz? Buyrun... Bu gördüğünüz minik, Antarktika’da bulunmuş. 30 yıl boyunca hiç bir şey yemeden içmeden “tun” durumunda kaldıktan sonra bakın normale dönerken ilk gün 4. bacağını yavaşça oynatıyor. 6. Gün tüm vücudunu hareket ettirmeye başlıyor. 13. Gün çevresindeki algleri yiyerek kendine güzel bir ziyafet çekiyor ve 22. Gün vücudunda 3 yumurta üretiyor. Daha sonra 19 yeni yumurta daha üretecek. 30 yıl neredeyse ölü gibi kaldıktan sonra 30 gün içinde çoluk çocuğa karışıp neşeyle etrafta gezinmeye başlıyor.
2011’de İtalyan bilim insanları son uzay mekiği seferine yine bir deney yapmak üzere tardigrat yerleştirdiler. Açıkladıkları bulgular, “mikro yerçekimi ve kozmik radyasyonun uzay yolculuklarında tardigradların hayatta kalmasını önemli ölçüde etkilemediği ve dolayısıyla tardigradların uzay araştırmaları için çok yararlı bir hayvan olabileceği” şeklindeydi.
Ещё видео!