Kanalımdaki videolarımı kaçırmamak için abone olmayı unutmayın!
[ Ссылка ]
Bu sohbetin tamamına bu linkten ulaşabilirsiniz.
[ Ссылка ]
*İnsanları tiranlaştıran, onları “dediğim dedik” bir diktatör haline getiren, büyüklük, kibir, gurur, servet, sözünü dinletme zehirlenmesiyle zehirleyen şeyler alttaki kimselerin sürü haline gelmesine bağlıdır. Dün başka bir söz, bugün başka bir söz. Bir günde iki beyanlarını yan yana koysanız, iki beyanları içinde sekiz tane tenakuzla karşı karşıya kalırsınız. Dün söver, küfrederler, Nemrud’un yerine, Firavun’un yerine koyarlar; ertesi gün de Hızır derler.
*Sürüler, çobanı İbrahim Ethem yapıyor; o zavallı da kendini gerçekten İbrahim Ethem zannediyor. Sürüler, çobanı Fatih görünce, o zavallı vandal da kendisini gerçekten Fatih zannediyor. Alkışlıyorlar, dahasını istiyor; alkışın, takdirin “Hel min mezid”i (Daha yok mu?) peşinde koşuyor.
*Şeytan bile bazı insanların hile ve desiseleri karşısında hayrette kalmıştır dense sezadır. O hilebazlardan biri de Firavun’dur. Şeytan bir gün Firavun’a “Utanmıyor musun, şu yaşa geldin, bir ayağın çukurda, hâlâ ‘Ben sizin rabbinizim!’ diyorsun?” demiş. Firavun “Şimdi git, yarın gel!” cevabını vermiş. Hemen münadilerini salarak her bir mahalleye “Yarın siz koyun gibi meleyeceksiniz. Siz keçi gibi beğireceksiniz. Siz öküz gibi böğüreceksiniz. Siz köpek gibi havlayacaksınız…” demiş. Sabah şeytan Firavun’a giderken bir de bakmış ki, her tarafta meleyenler, beğirenler, böğürenler, havlayanlar… Firavun’a, “Bu ne?” diye sorunca, “İşte ben bunlara her hükmümü geçiriyorum ama Musa ve kardeşi Harun’a yıllardır bu türlü hiçbir dediğimi yaptıramadım!” demiş.
*İşte Firavunları tiranlaştıran sebeplerin belki de en müessiri insanlardaki bu ruh sefaletidir. Kur’an ifadesiyle, Firavun, kavmini hafife aldı, “Sadece Ben!” dedi, onlar da itaat ettiler. Egoizmanın üstünde, egosantrizmanın üstünde, tamamen narsist olarak hareket etti.
Hayatını hep “Lâ”da geçiren kimseler, sonuçta “illallah” diyemeden, meseleyi Allah’a bağlayamadan yuvarlanıp giderler.
*Böyle olanlar mutlak manada zehirlenmişlerdir. Kimsenin gücü yetmediğinden dolayı bunlar tımarhaneye sevk edilemez ama zehirlenmiştir bunlar. Deli değil, bunlar zırdelidirler; hatta halk ifadesiyle zırzır deli, bir delinin ifadesiyle de hınzır delidirler. Fakat tutup bunları bir akıl hastanesine, bir psikiyatriste götüremezsiniz, gücünüz yetmez buna. Götürseniz bunların gerçekten yüzde yüz deli oldukları ortaya çıkacaktır. Firavun Amnofis böyle bir deliydi ve cinnetiyle boğuldu gitti. General Abdülkasım böyle bir deliydi. Cinnetiyle boğuldu gitti. Saddam da böyle bir deliydi.
*Bir gün kader, ipini Saddam’ın boynuna da taktı. O manzarayı görünce, öyle bir zalime karşı bile içime acıma hissi geldi. Pişman olmuş o dakikada, kelime-i tevhidi söyleyecekti. İp birden bire hızlı çekildiğinden dolayı “Lâ” dedi, “Lâ”da kaldı; “illallah”a geçemedi. Hayatını hep “Lâ”da geçiren kimseler, sonuçta böyle “illallah” diyemeden, meseleyi Allah’a bağlayamadan yuvarlanıp gideceklerdir.
Ещё видео!