Galata Tower Walking Tour 2023 - Galata Kulesi Gezisi 2024
The Galata Tower (Turkish: Galata Kulesi), officially the Galata Tower Museum (Turkish: Galata Kulesi Müzesi), is an old Genoese tower in the Galata part of the Beyoğlu district of Istanbul, Turkey. Built as a watchtower at the highest point of the (lost) Walls of Galata,[1] the tower is now an exhibition space and museum, and a symbol of Beyoğlu and Istanbul.
During the Byzantine period the Emperor Justinian had a tower erected in what was to become Galata. This tower was destroyed during the Fourth Crusade in 1204.
In 1267 a Genoese colony was established in the Galata part of Constantinople. It was surrounded by walls and the Galata Tower was first built at their highest point as the Christea Turris (Tower of Christ) in Romanesque style[2][3] in 1348 during an expansion of the colony. At the time the Galata Tower, at 219.5 ft (66.9 m), was the tallest building in the city.[4]
After the Turkish Conquest of Constantinople in 1453, the Genoese colony was abolished and the walls pulled down. The tower was allowed to survive and was turned into a prison. It was from its roof that, in 1638, Hezarfen Ahmed Çelebi supposedly strapped on wings and made the first intercontinental flight, landing in the Doğancılar Meydanı in Üsküdar on the Asian side of the city, a story of doubtful authenticity recounted by the Ottoman travel writer, Evliya Çelebi.
From 1717, the Ottomans used the tower to look out for fires (on the Old Istanbul side of the city the Beyazıt Tower served the same function). In 1794, during the reign of Sultan Selim III, the roof was reinforced in lead and wood, but the stairs were severely damaged by a fire. Another fire damaged the building in 1831, after which further restoration work took place.
In 1875, the tower's conical roof was destroyed during a storm.[5][6] It remained without this roof for the rest of the Ottoman period but, many years later, during restoration work between 1965 and 1967, the conical roof was reconstructed.[5][6] At the same time the tower's wooden interior was replaced with a concrete structure and it was opened to the public.[citation needed][7]
In 2020 the Tower was controversially restored then reopened as a museum. [8]
It is mainly popular for the 360-degree view of Istanbul visible from its observation deck.
The nine-story tower is 62.59 m (205.3 ft) excluding the ornament on the top. The observation deck is at 51.65 m (169.5 ft). The tower is 61 m (200 ft) above sea-level. It has an external diameter of 16.45 m (54.0 ft) at the base, an inside diameter of 8.95 m (29.4 ft), and walls that are 3.75 m (12.3 ft) thick.
Galata Kulesi - İstanbul
Dünyanın en eski kuleleri arasında sayılan ve İstanbul’un sembollerinden biri olan Galata Kulesi, 2013 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilmiştir. İstanbul’un siluetini oluşturan en önemli yapılardan biri olan Galata Kulesi, uzun dönem yangın gözetleme kulesi olarak kullanıldı ve Galata Yangın Kulesi olarak adlandırıldı.
On yedinci yüzyılda Hezarfen Ahmet Çelebi, uçuş denemeleri yaptığı Galata Kulesinden, tahtadan yapılan kanatları sırtına bağlayarak gerçekleştirdiği uçuşunu Üsküdar’da tamamladıktan sonra kuleye olan ilginin giderek arttığı bilinmektedir.
Galata Kulesi’ni Kim Yaptırdı?
Galata Kulesi ilk olarak Bizans İmparatoru Justinianos tarafından MS 507 - 508 yılında inşa edilmiştir. Günümüzdeki kuleyi 1348 - 49 yılında Cenevizliler yeniden inşa etmiştir. Kule 1445 - 46 yılları arasında yükseltilmiştir. 1500'lü yıllarda depremden zarar görerek Mimar Murad bin Hayreddin tarafından onarılmıştır. III. Selim döneminde kule onarıldıktan sonra, kulenin üst katına bir cumba eklenir. 1831'de kule bir yangın daha geçirir, II. Mahmut kulenin üzerine iki kat daha çıkar ve külah biçiminde olan ünlü dam örtüsüyle kulenin tepesi kapatılır. 1967'de onarım gören kule, 2020 yılında tekrar restore edilir.
Fotoğraf: Gülcan Acar
Galata Kulesi’nin Mimarisi
Galata Kulesi yığma moloz taş örgü sistemde inşa edilmiştir. Dış cephe taş örgüdür. Girişteki kitabede 16 mısralık methiye II. Mahmut döneminde yapıldığı için onun adına yazıldığı düşünülmektedir.
Kapının üzerindeki yuvarlak kemerli pencere askerlerin gözetleme yeri idi. Yüksek giriş katından sonra dokuz katlı bir yapıdır. Silindirik gövdesi üzerindeki pencereler tuğla örgülü yuvarlak kemerlidir. Külah çatının hemen altındaki son iki katın gelişimi silindirik gövdeyi çevreleyen profilli silmelerle vurgulanmıştır. Külah çatının altındaki katı sarmalayan, metal süslemeli şebekeli seyir balkonu mevcuttur. Alt katında ise derin nişli payelere oturan yuvarlak kemerler ve içerisinde tuğla örgü yuvarlak kemerli pencereler mevcuttur.
Bugün yapının üçüncü kata kadar olan kısmının Ceneviz, diğer katlarının Osmanlı karakteri taşıdığı gözlenmektedir. Yapı günümüzde sosyal ve kültürel faaliyetler için kullanılmaktadır.
Kaynak: İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
Ещё видео!