Bay Miyagi’yi belki duyanlar vardır. Miyagi-san, Okinawa’lı bir karate ustası. Tabiki gerçek bir kişi değil. Hayali bir karakter. Gençlere kendini savunma sanatını öğretiyor. Biraz kibarlaştırdım orijinal tanımlamayı. Normalde “martial arts” deniyor, “dövüş sanatları” diye dilimize çevriliyor ve genellikle de kung fu, karate gibi doğu kökenli spor dallarıyla ilişkilendiriliyor ama “martial arts” Latin kökenli bir tabir. Marslı sanatları demek. Nasıl bağladık uzaya yine :) Yok yok, bugünkü konumuz uzayla ya da Mars’la ilgili değil. Mars’ın mitolojik anlamı olan savaşmayla da ilgili değil. Kendini savunmayla ilgili. O yüzden Miyagi-san’dan bahsederken gençlere “martial arts” ya da “dövüş sporları” öğretiyor demek yerine “kendini savunma sanatını” öğretiyor demeyi tercih ettim.
Çünkü bu dünyada hepimizin savunmaya ihtiyacı var. Çünkü bu dünya çok hızlı. Çok dolu. Çok meşgul. Ve ona bakan zihnimiz de ister istemez türlü düşüncelerle dolup taşıyor. Üstelik bu düşüncelerin çoğunun bize en ufak bir faydası yok. Tam tersine bazıları kaygılarımızı artırıyor.
Yarını düşünüyoruz. Önümüzdeki haftayı. Gelecek ayı. Endişeleniyoruz...
Dünü hatırlıyoruz. Önceki haftayı. Geçen yılı. Üzülüyoruz...
Bir türlü yaşadığımız ana sığamıyoruz. Sığamayınca öfkeleniyoruz. Öfkelenince... Biliyorsunuz “keskin sirke, küpüne zarar.” Kendimize zarar veriyoruz. İşte tam da bu sebeple kendimizi savunmaya ihtiyacımız var.
Ещё видео!