Ferahfezâ Âyin-i Şerîf
Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi
BİRİNCİ SELÂM
Bişnev ez ney çün şikâyet mî küned
Ez cüdâyîhâ hikâyet mî küned
K'ez neyistan tâ me-râ büb'rîdeend
Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend
Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bi-gûyem şerh-i derd-i iştiyâk
Dinle neyden nasıl şikayet ediyor? Ayrılıkları nasıl anlatıyor? (Diyor ki) beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan kadın-erkek (herkes) ağlayıp inledi. Ayrılıktan parça parça olmuş (bir) kalp isterim ki özlem derdini ona açıklayayım.
İmrûz cemâl-i tü ber dîde mübârek bâd
Ber mâ heves-i tâze pîçîde mübârek bâd
Gülhâ çü meyan bendend ber cümle cihan handend
Ey ber gül ü sad çün gül handîde mübârek bâd
Bugün senin güzelliğin, göze kutlu olsun! (Başımıza) dolanan yeni heves kutlu olsun! Güller bellerini bağlayınca bütün cihan halkına gülümserler. Ey güle de gül gibi yüzlercesine de (gülümseyen)! Gülüşün kutlu olsun!
Tâ men bi-dîdem rûy-i tü ey şem' ü mâh-ı rûşenem
Her câ nişînem hurremem her câ revem der gülşenem
Her câ hayâl-i şeh büved bâğ-ı temâşâgeh büved
Der her makâmî ki revem ber işretî ber mî tenem
Derhâ eğer beste şeved z'in hânıkâh-ı şeş-derî
An mâh-rû ez lâ-mekân ser der küned der revzenem
Ey parlak mum ve ay (gibi olan sevgilim)! Senin yüzünü gördüğümden beri nerede otursam sevinçliyim; nereye gitsem (orası) gülbahçesi (gibidir). Padişahın hayâlinin göründüğü her yer, bağdır, seyran yeridir (bana). Gittiğim her yerde bir işrete oturur (gibiyim). Şu altı kapılı tekkenin kapıları kapalı olsa bile o ay yüzlü (güzel), mekânsızlık âleminden (gelip) başını penceremden uzatıverir.
Men ez iklîm-i bâlâyem ser-i âlem ne-mî dârem
Ne ez âbem ne ez hâkem ser-i âdem ne-mî dârem
Der an şerbet ki can sâzed dil-i müştâk can bâzed
Hıred hâhed ki der bâzed meneş mahrem ne-mî dârem
Ben yüceler ülkesindenim, bu dünya ile işim yok. Ne sudanım, ne topraktan; insanla işim yok benim. Canın yaptığı şarapta, sevgiliyi özleyen gönül, canıyla oynar. Akıl da oynamak ister ama ben onu lâyık görmüyorum.
Ещё видео!