Siyasi Düşünce Tarihi
Yönetim, siyaset anlayışları tarih boyu büyük bir çeşitlilik ve değişim gösterdi.
Günümüz dünyasında herkes için geçerli tek bir siyasi model bulunmuyor.
Çoğunluk, ulus devlet sınırları içinde yaşıyor ancak bu sınırlar içinde hüküm süren otoriteye karşı tutumlar farklı.
"Bu otorite tanınmalı mi, tanınacaksa nasıl ve nereye kadar? Bireyin çıkarı mı yoksa toplumun çıkarı mı önce gelmeli?"
Bunlar, çağdaş siyasi yaşamın parçası olan sorular.
BBC için Charles Haviland'ın hazırladığı ve Türkçe'ye Hüsnü Kural'ın uyarladığı Siyasi Düşünce Tarihi adlı dizimiz tarih boyu bu tartışmalarda en etkili, en belirleyici olmuş siyasi düşünürleri ve görüşleri ele alıyor.
12 bölümden oluşan dizinin kısa özetlerine ve 15'er dakikalık ses dosyalarına aşağıdaki tabloyu kullanarak ulaşabilirsiniz.
Bu bölümde Roma İmparatorluğunun farklı iki döneminden, birbiriyle çelişkili gibi görünen ancak birbirine tamamlayan iki düşünürü ele alıyoruz. Hristiyan düşüncesinin en önde gelenlerinden Aziz Augustine ve Hristiyanlık öncesi büyük politikacı ve hatip Cicero...
Marcus Tullius Cicero önceleri acımasız bir politikacıydı, Roma Cumhuriyeti'nin en tepedeki iki yetkilisinden biri olmuştu.
Görev başında olmadığı dönemde ise yaşamakta olan çalkantılı dünyadan yola çıkan bir politika teorisi geliştirdi.
O, devletin özel mülkiyetin bekçisi olduğu düşüncesinin öncüsüydü, ancak insanların bu dağılımda adalete yönelik bir içgüdüye de doğal olarak sahip olduklarını düşünüyordu.
Uzmanlara göre eserleri ile nesnel, hukuk devleti kavramını ortaya atmıştır...
Hristiyan düşüncesinin en büyük isimlerinden biri olan Aziz Augustine MS 354'te günümüz Cezayir'indeki Hippo'da doğdu; annesi Hristiyan, babası pagandı. Gençliğinde Kartaca'da eğitim gördü, Cicero'yu okudu ve büyülendi. Daha sonra Roma'ya gitti ve hitabet dersleri vermeye başladı...
Augustine'in hristiyan olması ve kiliseye yönelmesi Batı için bir dönüm noktasıdır. Ona göre insanoğlu "düşmüş"tü; devlet iyi yasalarla buna çare bulamazdı.
İnsanı içinde bulunduğu halden kurtarabilecek tek şey, tanrının inayetiydi. Politika insanlığın hayrına giden bir yol değil, tarih içinde sükunet ve istikrarın sağlanmasına yönelik bir araçtı.
Augustin'in devlet ve kilise arasındaki ilişkiye yönelik görüşleri günümüze dek süren bir etkiye sahip oldu..
Ещё видео!