Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, "Ülke insanımızın en temel problemlerinin başında ekonomik problemler geliyor. Türkiye ekonomisi, dünya ekonomisiyle birlikte pandemiden beri bir zorluk içerisinde. Hükümet bu zorluğu aşmaya çalışıyor. BBP olarak buna katkı vermeye çalışıyoruz" dedi.
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, bir dizi ziyaret için İzmir'e geldi. İlk olarak Tarihi Kemeraltı Çarşısı'ndaki Hisar Camisi'nde cuma namazı kılan Destici, namaz sonrasında açıklamalarda bulundu. Yerel seçimler için çalışma başlattıklarını belirten Destici, "İzmir ülkemizin en büyük 3'üncü şehri. Sadece nüfus olarak değil ekonomik büyüklüğüyle de çok büyük bir sanayiye sahip olan bir şehir. Hem geçmişten beri kökten İzmirli olan kardeşlerimiz, onun yanı sıra Anadolu'nun dört bir yanından ekmek için aş için İzmir'e gelmiş kardeşlerimiz var. İzmir, tüm vatandaşlarımızın ortak yaşadıkları, hangi etnik kökene, hangi mezhebe, hangi siyasi görüşe sahip olursa olsun kardeşçe, barış içinde yaşadığı bir şehir. Onun için de İzmir'i önemsiyoruz. Önümüzde yerel seçimler var. İzmir daha önce merkez sağı önceleyen bir şehrimizdi. Sağ partilerin belediye başkanlıklarını kazandıkları yerdi. Son yıllarda bu değişti. CHP hem belediyeyi hem de milletvekilliğinde çoğunluğu kazanıyor. Yine burada PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin ve yanındaki partilerin oylarını artırdıklarını görüyoruz. Siyasi anlamda mücadelemiz onlarla da olacak. Tekrar İzmir'in milli ve manevi değerleri önceleyen BBP başta olmak üzere siyasi partilere ve Cumhur İttifakı'na yönelmesini arzu ediyoruz. Önümüzdeki seçimlerde tüm Türkiye'de belediyelerde olduğu gibi İzmir'de de adaylarımız olacak. BBP ve Cumhur İttifakı'mıza destek isteyeceğiz. İnşallah başarılı olacağımıza da yürekten inanıyorum. Bugünkü ziyareti bunun başlangıcı olarak da kabul edebiliriz. İl ve ilçe teşkilatlarımız da yoğun bir şekilde çalışmaya devam ediyorlar" ifadelerini kullandı.
'GELİRİ DÜŞÜK OLAN YÜKÜN ALTINDA EZİLMEMELİ'
Ülke ekonomisi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Destici, "Ülke insanımızın en temel problemlerinin başında ekonomik problemler geliyor. Türkiye ekonomisi, dünya ekonomisiyle birlikte pandemiden beri bir zorluk içerisinde. Hükümet bu zorluğu aşmaya çalışıyor. BBP olarak buna katkı vermeye çalışıyoruz. Seçimden sonra ekonomimizin başına hem Merkez Bankası'na hem hazinenin başına dünyada da kabul gören isimler getirildi. İnşallah bunların, diğer kadroların ve hükümet üyelerinin gayretiyle, bizlerin de desteğiyle bunu da aşacağımıza inanıyorum. Ekonomik zorluklarla mücadele edilirken, yük tamamen zengin-fakir ayırt edilmeksizin tüm vatandaşlarımızın omzuna aynı oranda yüklenmemeli. Varlığı fazla olan, geliri yüksek olan daha çok bu yükün altına girmeli. Geliri düşük olan bu yükün altında ezilmemeli. Buna fırsat verilmemeli. Bunun birinci şartı da vergilerin adaletli bir şekilde toplanmasından geçiyor. Anayasa'da yazdığı gibi vergi gelire göre alınır. Geliri çok olandan alınır. Maalesef Türkiye'de şu anda dolaylı vergiler sebebiyle verginin yüzde 70'inin bir bölümü herkesten aynı oranda alınıyor. Akaryakıt almaya giden asgari ücretli vatandaşımızla gelirli milyonlar olan vatandaşımız aynı vergiyi ödüyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Düzeltilmesi gerekiyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve uçurumun düzeltilmesi, gelirin adil şekilde dağıtılması lazım" açıklamalarında bulundu.
'DAHA KONFORLU TEDBİRLER GEREKİYOR'
Memur, emekli ve asgari ücret maaşlarında da düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayan Destici, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hükümetin memurlara teklifine bakıyoruz. Merkez Bankası'nın 2024 ve 2025 yılı açıkladığı enflasyon tahminlerinin çok altında. BBP olarak 22 Ağustos'ta yapılacak görüşmede hükümet temsilcileri memurlarımıza ve memur emeklilerimize bir kere olacak şekilde Merkez Bankası'nın enflasyon tahminin üzerinde bir artış teklif etmeli. Bunun üzerine de en az yüzde 11 refah payı koymalı. Emeklilerimiz, asgari ücretlilerimiz var. Emeklilerimiz maalesef temmuzda zamlar kök maaşa yansıtıldığı için maaşlarında artış bile olmadı. 7 bin 500 lirada kaldılar. Öncelikle bu haksızlık düzeltilmeli ve bir kere olacak şekilde yüzde 25 aldıkları maaşın üzerine verilmeli. Daha sonra da refah payı ve memurlara verildiği gibi seyyanen zam verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Asgari ücretlilerimizle ilgili önerimizle 6 ayda bir toplanılmaya başlandı. Çalışanlarımızın enflasyona ve hayat pahalılığına ezdirilmemesi gerektiğinin altını çiziyorum, laf olsun diye söylemiyorum. Ezdirilmeyecek yollar bulunmalı ve bunlar uygulanmalı. Ekonomimizin başına uluslararası kurumlarda karşılığı olan kişileri getirmişsek o zaman onlar da çözümü sadece zamlarda bulmayacaklardır. Düşük gelirliyi, yoksulu, fakiri koruyacak çözümler üretecekler. Milletimiz daha konforlu tedbirler bekliyor. Bunu uygulamaları gerekir diye düşünüyorum."
