''Yalnız hüznü vardır kalbi olanın.''
İlhami Çiçek'in bu mısrasını ilk okuduğumda o kadar etkilenmiştim ki sanki kendimi ifade etmemin en güzel cümlesiydi bu. O kadar ki paylaştığım şiirlerin altına genelde gelen yorumlarda ''neden bu kadar hüzün var'' diye şikayet edenleriniz de olmuştu. Belki rahatsız oluyorsunuz bu durumdan bilmiyorum ama sanırım hüzün benim hayatımın bir parçası. Hani diyor ya Nuri Pakdil;
''Hiç alışamadım gülmeye, hüzün vicdanıma daha uygun'' diye. Tam olarak bu düşünceyi savunuyorum. Hüzün vicdanıma daha uygun.
Bir de hüzün deyince Rasim Özdenören'in Gül Yetiştiren Adam isimli romanında geçen o güzel bölüm geliyor aklıma.
''Çocuk bağdan dönmüştür, şimdi, dedesinin solmuş, kurumuş çiçek bahçesinde gezinmektedir. Dede, pırıl pırıl yanan gözleriyle torununun kafasını okşuyor.
Evet diyor çocuğa, bu senin dediğini anlamak için bütün bir ömür harcamak gerekir. Ağlamak.. yalnız gözyaşı dökebilen insan anlayabilir bazı şeylerin hikmetini
Ama insan her zaman ağlayamaz ki, diyor çocuk.
O zaman da ağlar gibi durmak gerekir.
Çocuk, anlayarak bakıyor dedesinin söylediklerine.
Biz, hüzün peygamberinin ümmetiyiz diyor dede.. ağlayabilenler ağlar, ağlayamayanlar ağlar gibi yapar.
Ne güzel, diyor çocuk dedesinin başı üzerinde gezinen kuru parmaklarını yoklayarak ve ağlar gibi durup, dedesine bakarak.''
Rasim Özdenören (Gül Yetiştiren Adam, s. 24)
-
‘’Bir gün uzaklarda düşeceğim. Kimselerin tanımadığı yerlerde düşeceğim ve öylece kalakalacağım. Bedenimden yayılan kokular rahatsız edecek iyi giyimli insanları. Korkarım bir gün uzaklarda düşeceğim. İşte böylesi korkular düşüyor birden üzerime ve ben ne yapacağımı şaşırıyorum. Kiminle konuşacağımı ve nereden başlayacağımı sözlerime. Kelimelerin dişlerimin arasında sıkışacağından ve hep yarım kalacağından cümlelerin. Başlayıp da yarım kalmış aşklarım gibi. Tam söyleyecekken dilimin tutulduğu aşk itirafları gibi. İtiraf edilmemiş aşkların mezarlığına dönüyor kalbim. Ya yağmur bastırıyor o sırada ya da bir yaprağın dansına takılıyor gözlerim. Sık sık uzaklara dalıyorum. Sanırım ben uzaklarda düşeceğim. Otobanda ölmüş kediler tırmalıyor zihnimi. Ben en çok ateş böceklerine kanıyorum.
Sorun şu ki Tanrım; gömleğim bir kavgada önden yırtıldı ve ben kimselere anlatamıyorum. Kimseler inanmıyor gözlerimdeki yaraların gerçek olduğuna.’’
Tarık Tufan – Yalnız Hüznü Vardır Kalbi Olanın
-
Yazı: Tarık Tufan
Kitap: Kraliçenin Pireleri
Seslendiren: Ahmet Culum
-
#tarıktufan #yalnızhüznüvardırkalbiolanın #ilhamiçiçek
Tarık Tufan | Yalnız Hüznü Vardır Kalbi Olanın
Теги
Şiirahmet culum tarık tufanyalnız hüznü vardı kalbi olanınilhami çiçekKraliçenin Pirelerişairlertarık tufan şiirlerien iyi şiirlertarık tufan annasesli şiirtarık tufan şiirtarık tufan hiratarık tufan söyleşitarık tufan trt 2tarık tufan ahmet murattarık tufan aslında seni çok özledimtarık tufan annebir tarık tufan şiiri annakafa dengi tarık tufantarık tufan eylültarık tufan eylül ölümleritarık tufan en iyi kitabıtarık tufan ibrahim