Ben bu zamanın içindeyim.
Yalnızca şimdiki ân’a sahibim .
Ne geçmiş ne gelecek benim kontrolümde değil.
Az evvel kaynattığım ıhlamur kokusu odamı sardı.
Kışın en güzel yanı da bu değil mi ?
Üşüyen yüreciğimizi sıcacık bir odada mis kokulu kış çayları ile şenlendirmek.
Sık sık dinlediğim bu gûzide eser beni asırlar evveline götürdü.
Eski insanların hayatlarını tetkîk etmeye çalıştığım bu günlerde kafam hayli karıştı.
Birşeylerin yanlış gittiğini biliyorum.
Yakînen hissediyorum ki, aradan bu kadar zaman geçse dahi ahvâl bu şekilde olmamalıydı.
Bir çevreye bir kendime dönüp dönüp baktığımda tahayyûl dâhi edemeyeceğim tüketiciliği iliklerime kadar hissediyorum.
Düşünüyorum ve diyorum ki nasıl olurda o insanlar hem ilmi, fennî, dinî alanlarda hemde mesleklerinde bu kadar başarılı olabilirler
● Mesela onca devlet meselesi varken, koskoca Osmanlı sınırları güneşin doğup battığı her yere uzanmışken nasıl olurda Kanûnî Sultan Süleyman böylesine bir hükümranlık kurup böylesine kendini geliştirip her alanda mâhir olabilir.
Nasıl olurda şuan ki dinlediğimiz beyitleri yazabilir.
Düşüne biliyor musunuz ?
Nasıl olurda koskoca bir İmparotorluk Sultanı, "Muhibbî" mahlasını kendine şiar edinip 2779 gazelden oluşan Divanı ile Divan edebiyatının en fazla gazel yazan şairi olabilir.
Hem Onca işleri idari ve ilmi faliyetleri arasında nasıl olurda bir yandanda kendini el sanatlarındaki mahâretiyle kuyumculuk ustası olarak yetiştirebilir .
● Misal hepimizin bildiği "Uyan ey gözlerim gafletten uyan" şiirinin gûftekârı Sultan III. Murad , hem osmanlıyı en geniş topraklara ulaştırıp hemde nasıl Türkçe, Arapça, Farça dört divân yazabilmiştir .
● Peki Fatih Sultan Mehmed Hân, hem ana dili hariç ileri derecede 8 dil öğrenip ( İtalyanca, Slavca, Farsça, İbranice, Latince, Yunanca, Keldanice,Arapça) hemde sayamayacağım kadar icraat yapabilir.
Burada misallerini verdiğim sadece padişahlar değil nice Âlim zâatların yazdıkları kitap sayfalarını ömürlerine bölsen karşılığı olmayacak, yaşadıkları günleri dörde beşe katlayacak kadar çok eserleri olduğunu görüyoruz.
Bunları düşünüyorum ve hafsalam almıyor.
● Soruyorum kendime
Peki ben ne yapıyorum...
Ben sürekli bir tüketici olarak kayda değer birşeyler üretmeden nasıl yaşayabiliyorum ?
Onlar nerede, ben neresindeyim dünyanın...?
Bizler dünyada 25 yaşa kadar daha eğitimimizi tam anlamıyla tamamlayamıyorken daha bir konuda dahi ciddi manada uzmanlaşamıyorken nasıl olurda onlar ömürlerinde en az on, onbeş alanda uzman olabilirler.
Birşeyler yapmalı dostlar.
Benliğimizi bir şekilde geliştirmeli...
"Zamanım yokları, Yorgunumları, Uykusuzumları, depresyondayımları" bir kenara atma vakti değil mi .
Bu aralar "Zaman" kavramı üzerine kitaplar okumaktayım.
İnşallah gelecek videolarda kitaplardan elde ettiğim notları ve düşünceleri sizlerede aktaracağım.
Gelin soralım bu gece kendimize
- Hayat hızla geçiyor ve ben neresindeyim hayatın... ?
- Neleri başardım şimdiye kadar ve gereksiz, fâidesiz hangi konularda debelendip durdum...?
●
Ne diyor Efendiler Efendisi( s.a.v)
"Bir günü bir gününe eşit olan ziyândadır "
Üretken, ileri görüşlü, ilim irfan sahibi, daima bilgiye aç insanlar olabilmemiz temennisiyle...
●●●
Ещё видео!