Kamuoyuna "süresiz nafaka" diye sunulan "yoksulluk nafakası" bir süredir Türkiye'nin gündeminde. Adalet Bakanlığı'nın nafaka düzenlemesi üzerinde çalıştığı da biliniyor. Yoksulluk nafakasını boşanma sonrasında sosyo-ekonomik koşullarından dolayı çoğunlukla kadınlar talep ediyorlar.

Peki, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan'ın da "İçime sindiremiyorum" diyerek tartışmalara dahil olduğu "yoksulluk nafakası" nedir?

+90, bu soruların yanıtını sosyo-hukuki veriler ışığında aradı ve taraflarla görüştü.

Türk Medeni Kanunu kadın ya da erkek ayrımı yapmıyor. Boşanma sonucu "yoksulluğa düşecek eş" diyor. İşte burada Türkiye gerçekleri devreye giriyor. Kadınların çalışma hayatındaki yeri ve eğitim durumları erkeklere oranla daha düşük olduğu için yoksulluk nafakasını alan taraf çoğunlukla kadın oluyor.

Yoksulluk Nafakası Kadın Dayanışma Vakfı'nın Avrupa Birliği desteğiyle hazırladığı Yoksulluk Nafakası Raporu'na göre Türkiye'de ödenen nafaka ortalamaları 262 TL. Bu da "Kadınların erkekleri SGK gibi mi görüyor?" sorunun yanıtı anlamına geliyor.

Yoksulluk nafakası kamuoyunda iddia edildiği gibi kaldırılamaz ya da süresiz değil. Yine sanılanın aksine sadece nafaka alacaklısının ölümü ya da evlenmesiyle ortadan kalkmıyor. Nafaka yükümlüsü ya da alacaklısının maddi koşullarındaki değişim somut deliller ışığında ispat edilmesi durumunda nafaka kaldırma ya da düşürme davası açmak mümkün. Adalet Bakanlığı istatistiklerinde de bu veriler net bir şekilde görülebiliyor.

Sayısız nafaka miktarı indirme ya da tamamen kaldırma davalarına giren Avukat Figen Özler Merder, nafaka yükümlülerin yasayı tam olarak bilmediklerini dolayısıyla haklarını savunma konusunda da yetersiz kaldıklarına dikkat çekiyor.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 2011 yılında yayımladığı Türk Aile Yapısı Araştırması'na göre boşanma sebepleri sorumsuz-ilgisiz davranma, ekonomik sıkıntılar, aldatma, dayak ve kötü muamele var.

#YoksullukNafakası #SüresizNafaka #SüresizNafakanedir

свернуть