Çiftçiler, 17 milyon kişiler. Haberiniz var mı acaba bunlardan? Hani köyünden çıkamayan, cebinde çay parası olmayan, alın terinin karşılığını toprağa gömen çiftçilere iki hafta önce Tarım Bakanı bir müjde verdi, dedi ki: "Size bir iyi haberim var. Süt fiyatına 6 kuruş zam yaptık." ama çiftçi köyüne gittiği zaman bir kötü haberle karşılaştı. Yem fiyatına 7,5 kuruş zam geldi. Yani hem verdiniz, öbür taraftan da başkaları aldı. Böyle olmaz. Üreten bir Türkiye'yi kurmak istiyorsak çiftçimizi desteklemek zorundayız. Verdiğiniz bütçe 12,8 milyar lira ama son yaşadığımız Anayasa görüşmelerinden dolayı, doların artmasından dolayı herkesin cebinden aldığınız para 168 milyar lira. Yani doğru dürüst bir ekonomi politikanız yok, doğru dürüst bir tarım politikasınız yok. Ülkeyi artık yönetemiyorsunuz. Bakın, çiftçiye verdiğiniz 12,8 milyar lira yıllık bütçenin tam 6 katı çiftçi borçlu, yani 70 milyarı aşan borcu var. Her çiftçinin cebinde, inanın, 3 tane, 4 tane kredi kartı var. Mazotunu bununla alıyor, gübresini bununla alıyor ama borcunu ödeyemiyor. Borcunu ödeyemediği için bankalara gidiyor, tarım kredi kooperatiflerine gidiyor, borcunu ertelemek istiyor, yeniden yapılandırmak istiyor ama yapmıyorlar. Bu seferde çiftçimiz maalesef tarlasını satıyor, toprağını satıyor, köyden kente göç ediyor. Tam 26 milyon dönüm arazi Türkiye'de boş. Biz ne yapıyoruz peki? Dışarıdan ithalatla çözüm bulmaya çalışıyoruz. Son beş yılda 4 milyar dolarlık hayvan ithalatı yaptınız, kırmızı et ithalatı yaptınız, ne oldu, kıyma fiyatı düştü mü? Hayır, 18 liradan tam 40 liraya çıktı. Bu, yanlış bir politika. Tüm politikalarınız yanlış. "Yeniden yapılandırma." diyorsunuz. Bu, 7'nci yeniden yapılandırma. Dört ay ertelemek demek, yeniden yapılandırma demek anlamına gelir. Yeni bir aftır bu. Ama niye dört ay? Buradan ben şunu anlıyorum: Herhâlde referandumu düşünüyorsunuz, bir kaşık bal vermek istiyorsunuz ama buna kimse inanmayacak çünkü halkımız her şeyi görüyor.
Ещё видео!