İslâm, Allah'ın ilk ve tek dininin adıdır. Bu dinin ana kaynağı Kur'an-ı Kerim'dir. Referans kaynağı Kur'an-ı Kerim olan din anlayışı en doğru anlayıştır. Kur'an'ı en doğru anlayan ve yorumlayan hiç kuşkusuz ki Hz. Muhammed (s.a.s.) dır. O'nun sünnetini dikkate almadan ne İslâm ne de bu dinin temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerim doğru anlaşılamaz.
Bizler, İslâmî mücadeledeki temel amacımızı, Kur'an'da anlatılan din anlayışına, Peygamberimizin sünnetini dikkate alarak insanları dâvet etmek olarak belirledik.
Kur'an ve sünnet bir elmanın iki yarısı gibidirler. Kur'an, sünnet üzerinde hakem ve furkan konumundadır. Sünnet dikkate alınmadan Kur'an'ın doğru anlaşılması mümkün değildir.
Hz. Peygamber (s.a.s.) de Kur'an'ın hükümlerine bağlı kalmak durumunda olduğu için Kur'an'a ters hüküm koyması söz konusu olamaz. Aksine sünnet, Kur'an'ın koyduğu hükümleri açıklamaktadır.
Kur'an'ın en doğru ve gerçek yorumu tabiî olarak sünnettir. Sünnete Kur'an'ı açıklama görevi vermemek bir sapma olduğu gibi, Sünneti Kur'an'ın önüne geçirerek Kur'an'ı geri plana atmak da başka bir aşırılıktır. Doğru olan ise Kur'an'ın muhkem naslarla hükme bağladığı konularda Kur'an'ın hükmünü esas almak, Kur'an'ın kapalı bıraktığı konularda ise Sünnetteki hükümleri dikkate almaktır.
Ещё видео!