DİSK Basın-İş Amed Bölge Temsilcisi Hakkı Boltan, katledilen gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’e yönelik saldırının bilerek yapıldığını belirterek, bunun büyük bir suç olduğunu ve bu suçu işleyenlerden hesap sorulması gerektiğini söyledi.
ANF/AMED
İşgalci Türk devleti ve ona bağlı çetelerin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılarını kamuoyuna ulaştıran Özgür Basın emekçileri Cihan Bilgin ve Nazım Daştan, 19 Aralık’ta Tişrîn Barajı ile Sirîn beldesi arasındaki yolda, silahlı insansız hava aracı (SİHA) saldırısıyla katledildi. Katliam, Kürdistan ve dünyada büyük tepkilere yol açarken, Cihan ve Nazım’ın meslektaşları, katliama karşı hakikat mücadelesinin her alanda devam edeceğini vurguladı.
Türk devletinin saldırıları sonucu Özgür Basın çalışanları Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in katledilmesine dair ANF'ye konuşan DİSK Basın-İş Amed Bölge Temsilcisi Hakkı Boltan, şunları aktardı: "Katledilen Nazım ve Cihan arkadaşlarımızı çok iyi tanıyorum. İkisiyle birlikte çalışma fırsatım oldu. Nazım, birçok kez yaptığı haberlerden dolayı gözaltına alınıp cezaevinde kondu; davasını takip ettik. Onun çalışmasına ve duruşuna canlı bir şekilde şahit olduk. Kürdistan’da gerçekleşen birçok katliamı kamuoyuna duyurdu. Bundan dolayı da birçok kez tutuklanıp yargılandı.
İki gazeteci arkadaşımız, sadece mesleklerinin gereğini yaptı. Katledilen arkadaşlarımız, doğru bir hakikat çerçevesinde mesleklerini sürdürdü. Bu hakikatle hareket ettikleri için Türk devleti tarafından hedef gösterilip, gazetecilik yapmaları engellenmeye çalışıldı. Ama bu baskılar, Özgür Basın’ı engelleyemedi. Nazım arkadaşımız, gazetecilik mesleğine yüreğiyle bağlıydı. Bunu gittiği her alanda bizlere göstermiş oldu. Gece gündüz demeden hakikatin izinden haber yaptılar."
‘KATLEDİLEN ARKADAŞLARIMIZN MİRASINA DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE SAHİP ÇIKACAĞIZ’
Bütün baskılara ve hedef gösterilmelerine rağmen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Özgür Basın geleneğinden vazgeçmediğini vurgulayan Boltan, "Katledildikleri güne kadar gazetecilikten vazgeçmediler. Nazım ve Cihan, hiç kimsenin gitmek istemediği yerlere gidip haklı ve doğru olanı dünya kamuoyuna duyurdu. Rojava’ya yönelik saldırıları, yaptıkları haberlerle duyurdular. Bütün yalan ve yanlışları boşa çıkardılar. Son olarak, 19 Aralık’ta Tişrîn Barajı ile Sirîn beldesine yönelik saldırıları kamuoyuna duyurmak için gittiklerinde katledildiler.
Bu saldırı, bilerek ve isteyerek yapılan bir saldırıydı. Çünkü onların gazeteci olduğu ve o aracın da basın aracı olduğu biliniyordu. Bu katliam büyük bir suçtur. Bu suçu işleyenlerden hesap sorulmalıdır. Suçun hesabı sorulmalıdır ki bir daha gazetecilere yönelik böyle saldırılar gerçekleşmesin. Bu talep, bütün gazetecilerin talebidir. Buradan dünya kamuoyuna çağırımızdır: katledilen iki arkadaşımız, insanlığın ihtiyacı için oradaydılar ve orada katledildiler. Bundan dolayı herkes, bu iki arkadaşımıza borçludur. Herkes, bir an önce arkadaşlarımızı katledenlerden hesap sormalıdır. Bizler bunun hesabını soracak, arkadaşlarımızın mirasına daha güçlü bir şekilde sahip çıkacağız" dedi.
‘İNKAR POLİTİKASINA KARŞI MÜCADELE EDİYORUZ’
"Saldırıların temelinde Kürt halkının elde ettiği kazanımları yok etmek yatıyor. Türk devleti, Kürtleri yok sayarak kendi varlığını sürdürüyor" diyen Boltan, şöyle devam etti: "Kürtler yoktur, demek en büyük inkârdır. Özgür Basın olarak, bu inkâr politikasına karşı mücadele ediyoruz. Gazetecilik anlayışımız gerçeklik ve hakikat üzerindedir. Katledilen arkadaşlarımız da bu hakikatle çalıştılar; savaşın bütün gerçekliğini ortaya çıkardılar. Bundan dolayı da hakikatin ortaya çıkmasını istemeyenler, arkadaşlarımıza saldırdılar ve onları katlettiler. Gerçeği ortaya çıkarmak, gazetecilik mesleğinin en büyük sorumluluğudur. Nazım ve Cihan arkadaşlarımız, bu sorunluk bilinciyle hareket ettiler."
‘GAZETECİLERİN KATLEDİLMESİ İNSANLIK SUÇUDUR’
Özgür Basın’a yönelik saldırı ve katliamlara karşı bütün basın örgütlerinin tek ses olması gerektiğine dikkat çeken Hakkı Boltan, "Katliama dair Kürdistan, Türkiye ve dünyada birçok basın kuruluşu, basın açıklamaları yaparak ses çıkardı. İstanbul Barosu açıklama yaptı. Kürt olmayan gazeteciler katliama ses çıkardı, fakat bu yeterli değil. Çıkarılan bu sesin daha güçlü olması gerekiyor. Bu haksızlığa karşı bir olmaktan başka yolumuz yok. Bu haksızlığı dünyaya duyurmak zorundayız. Bu, bizim katledilen arkadaşlarımıza borcumuzdur. Bu saldırıların devam etmesinin tek sebebi, sessiz kalmamızdandır. Gelin, hep birlikte hareket edelim. Gazetecilik suç değildir, gazetecilere yönelik yürütülen saldırılar suçtur, insanlık suçudur. Bu saldırılara karşı direnerek birlikte olmamız lazım" diye konuştu.
Ещё видео!