Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü! Hiç düşündük mü? Namaz kılarken her rekâtta bir defa rükû ettiğimiz halde niçin iki defa peş peşe secdeye kapanırız? İşte bu videomda sizlere bu hareketin mutlaka bilmemiz gereken ve duyunca gerçekten şaşıracağınız sebep ve hikmetlerinden biraz olsun bahsetmek istiyorum.
Namazın her bir rüknünün, her bir kısmının ayrı ayrı hikmetleri vardır. Allah'ın isimlerinden biri de hakîm’dir. Yani yaptığı işte, emrinde ve yasağında mutlaka pek çok hikmet ve maslahat vardır. En önemli ibadet olan namazın da her hareketinde pek çok mana bulunmaktadır.
Kur’an-ı Kerim Allahu Teâlâ tarafından mucize olarak indirilmiş ve İslam’ın ana kalıpları çizilmiştir. Bu kalıplar içinde nasıl amel edilmesi gerektiğini de Peygamberimize bırakmıştır. Peygamberimiz (a.s)’in ibadet şekli bizim de ibadet ederken izleyeceğimiz yoldur. Nitekim Allah Resulü (a.s) "Benim namaz kıldığımı gördüğünüz gibi, siz de öylece namaz kılınız."(Buhârî, Ezân, 18) buyurmaktadır.
Peygamberimiz de ibadet şekillerini bazen ilham yoluyla bazen de Cebrail (a.s)’ın göstermesiyle almıştır. Bu itibarla yapılan her harekete bir mana yüklemeye ihtiyaç yoktur. Asıl maksat ve gayemiz Allah’a kulluktur O’nun rızasıdır.
Secde hali Rabbimizin en çok hoşuna giden bir ibadet olmasına karşın; şeytanın ve onun temsilcilerinin de en fazla nefret ettikleri bir eylemdir. Çünkü secde kulun yalnızca Rabbine tahsis ettiği bir davranış biçimi olmakla kalmaz aynı zamanda şeytana ve taraftarlarına karşı da bir başkaldırı niteliği taşır. Azgın ve saptırıcı olan şeytanın insanoğluna yaklaşıp sokulma fırsatı bulamadığı iki cihetten biri secde diğeri de duadır.
O halde şeytan ve taraftarlarının amansız saldırılarına karşı bizi koruyacak iki kalkanımız var: Dua ve secde. Bu yüzden Rasülullah (a.s)'ın uyguladığı ve tavsiye buyurduğu gibi secdeyi ve secde esnasındaki duayı çoğaltmak gerekir.
‘Her rekâtta iki secde olmasındaki hikmet nedir?’ sorusuna cevaben deriz ki: Birinci secde topraktan yaratıldığımıza; ikinci secde ise yine toprağa döneceğimize işarettir. Böylece secde ile toprak arasındaki bağ karşımıza çıkar. Nitekim Allah-u Teâlâ: “… Sizi topraktan yarattık, yine sizi ona döndüreceğiz.” (Taha 55) buyurmuştur.
Diğer bir yorum da şöyledir: Şeytan bir secde ile emrolundu ve o bunu yapmadı. Biz ise şeytanın bu davranışına karşı iki defa secde ederek şeytana tepkimizi belirtirken Rabb'imize de daha çok yaklaşmış oluruz. Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s) şöyle buyurmuştur: “O iki secde Şeytan’a karşı tavır içindir.” (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III/87)
Secdede okunacak dua "sübhane rabbiyel a'la"dır. Kaç defa söylenileceği hakkında ölçü alınan hadis de şudur: Abdullah b. Abbas bildiriyor: "Sizden biriniz rükû yaptığı zaman üç defa sübhaneke rabbiyel azim desin. Bu, tesbihin en az miktarıdır. Secde ettiği vakit de üç defa sübhâneke rabbiyel a'lâ' desin; bu da tesbihin en azıdır." (Ebu Davud, II, 40)
Ancak tek rakamlı olmak şartıyla beşe, yediye ve dokuza çıkarmak mümkündür ve müstehaptır. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyuruyor: "Kulun secdedeki anı, Rabbine en yakın olduğu andır; onun için (secdede) duayı çoğaltın" (Ebu Davud, II, 33).
Bütün bu hadislerden çıkan sonuca göre secde ve namaz, kesin kalıplarla kuşatılmış statik, dar çerçeveli bir bedensel hareket değil, bilakis Müslüman’ın şartlandırılmış kurallardan kendini kurtarıp içten ve Allah'a yönelmiş bir kalple Allah'ın ve Rasûlünün öğrettiği şekilde gücünün yettiği çoklukta ve uzunlukta dua edeceği değerli bir andır. Rasûlüllah'ın yaptığı gibi, gerektiğinde secdede uzun süre kalıp gözyaşı dökebilmelidir insan. Namaz, kuru bedensel hareketlerden kurtarılmalıdır ki; ruhun derinliklerinde işlev yüklensin ve böylece insanın miracı olabilsin.
Allah Rasulü: "Ümmetimden hiç kimse yoktur ki, Kıyamet gününde ben onu tanımış olmayayım. Kıyamet gününde benim ümmetim secde ettiklerinden dolayı alınları; abdest aldıklarından dolayı da abdest azaları parlak olacaktır." buyurmuştur. (Ahmed bin Hanbel) Rabbim bizleri ve neslimizi namaz kılanlardan eylesin. Âmin
Ещё видео!