Türkiye’nin Kıbrıs'a düzenlediği harekatın üzerinden 50 yıl geçti. Harekatın ardından kuzey ve güney olarak ikiye bölünen adadaki sorun; Akdeniz'in ortasında donmuş bir sorun olarak duruyor.
Tarihteki birçok jeopolitik sorun gibi; bu sorunun da karmaşık bir geçmişi var. 307 yedi yıllık Osmanlı hakimiyetinin ardından Ada, 1878 yılında İngiltere himayesine geçti. O dönemde Rumlar ve Türkler adada dağınık bir şekilde yaşıyordu.
1950'lere geldiğimizde, Kıbrıs’ın Yunanistanla birleşmesi amacıyla örgütlenen EOKA gerilla hareketi adada güçleniyordu. Şiddet olayları artmıştı. Türk tarafı da “Ya taksim, ya ölüm” sloganıyla adanın bir bölümünün Türkiye’ye bağlanmasını talep ediyordu.
1960 yılında adaki iki halkın da eşitliğini temel alan Kıbrıs Cumhuriyeti, Ingiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantörlüğünde kuruldu.
Ancak adada çoğunluğa sahip olan Rum kesimi bu sonuçtan rahatsızdı. Türklerin eşit haklara sahip olmasına karşı çıkıyorlardı.
1963 yılında Türklere verilen haklar Başkan Makaryos tarafından kaldırıldı ve Rum kesiminde Yunanistan’la birleşme söylemleri tekrardan yükselmeye başladı. Karşılıklı şiddet olayları bu dönemde doruğa çıktı.
15 Temmuz 1974’te adada darbe oldu. Darbeyi Yunan askeri cuntasının desteklediği EOKA lideri Nikos Sampson gerçekleştirdi, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak istiyordu. Bu olay adanın kaderini belki de geri dönülmeyecek şekilde değiştirdi.
5 gün sonra Türkiye, adadaki Türklerin güvenliğini gerekçe göstererek askeri harekat başlattı ve harekatın sonunda adanın %37’lik kısmı Türk kontrolüne geçti. Daha sonra 1983'te bağımsızlığını ilan etti. Ancak 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti' olarak ilan edilen bu devleti tanıyan ülke olmadı. Aslında Bangladeş tanısa da 24 saat sonra ABD'nin de baskısıyla bu kararını geri çekti. Peki, Kuzey neden bağımsızlık ilan etti; ve Kuzey'deki devleti neden hiçbir ülke tanımıyor? Prof. Dr. Serhat Güvenç'in yorumlarıya bu sorunun yanıtını aradık.
BBC Türkçe internet sayfası: [ Ссылка ]
Facebook: [ Ссылка ]
Twitter: [ Ссылка ]
Instagram: [ Ссылка ]
Ещё видео!