Boşanma Davasında Ekonomik Şiddet Unsuru
Boşanma hukuku kapsamında ev içi şiddet denildiğinde genellikle ilk akla gelen fiziksel ve psikolojik şiddettir. Fakat hane içindeki şiddet kapsamlı ve çok faklı boyutlara sahip olabilmektedir. Yargıtay aile içi şiddeti 'aile içerisinde veya hanede ya da mağdur faille aynı evi paylaşsa da paylaşmasa da eski veya şimdiki eşler veya partnerler arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik şiddet eylemi' olarak tanımlamaktadır. Görüldüğü üzere ekonomik şiddet de hane içindeki şiddetin bir boyutu olarak karşımıza çıkabilmektedir. Araştırmalar ekonomik şiddetin diğer şiddet türleri kadar yaygın olduğunu fakat bir çok durumda bu tür davranışların şiddet olarak dahi nitelendirilmediğini ortaya koymaktadır. Peki evlilik birliği içindeki hangi davranışlar, durumlar ekonomik şiddet teşkil eder? Genel olarak ekonomik şiddet, mağdur eşin mali kaynakları elde etme, kullanma ve sürdürme yeteneğinin diğer eş tarafından kontrol edilmesidir. Bu kontrol bilgileri gizleme, mağdurun varlıklara erişimini sınırlama veya aile bütçesine erişimini azaltma amacıyla yapılır ve çoğu zaman mağdurun kasıtlı olarak manipüle edilmesi, sindirilmesi ve tehdit edilmesi durumlarını içerir. Ekonomik şiddete örnek verecek olursak müsriflik nedeniyle boşanma, aşırı borçlanma boşanma sebebi ve eşe harçlık vermemek gösterilebilir. Boşanmada ekonomik şiddet de evlilik birliğinin temelden sarsılması sebeplerinden bir tanesidir ve eşler kendi aralarında boşanma kararı verip de anlaşmalı boşanma protokolünü sorunsuz hazırlayıp anlaşmalı boşanma kararı alamazlarsa çekişmeli boşanma davası açacaklardır.
Şiddetin tanımlanması ve ispatı boşanma davaları için de büyük önem arz etmektedir. Zira şiddet boşanmaya sebep olan olay olabileceği gibi şiddet mağdurunun kişilik haklarını da zedeler ve bunun tazmini gerekebilir. TMK m.174/2'de düzenlendiği üzere ' Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedebilmek için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması yanında; boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarını zedelemiş olması da gereklidir.' Manevi tazminat talep eden taraf kusursuz ya da daha az kusurlu olmalıdır. Manevi tazminat isteyen eş eğer eşit kusurlu, ağır yani fazla kusurlu ya da tam kusurlu ise manevi tazminat alamaz. Manevi tazminat isteyen eş kusursuz ise manevi tazminat alabilir. Burada önemli olan nokta manevi tazminat isteyen eşin kusurunun tazminat istediği tarafın kusurundan az olması ya da hiç kusurunun olmaması durumudur. Hayati öneme haiz bir durum ise kusur araştırmasının davanın açıldığı tarihe kadar yapılmasıdır. Nitekim davanın açılmasından sonra meydana gelen fiillerin boşanma davasında taraflara kusur olarak yüklenilmemesi gerekmektedir. Örneğin, eşinize açtığınız boşanma davasında manevi tazminat da istediniz. Manevi tazminat taleplerinize dayanak olarak sunduğunuz delilleriniz boşanma davasından sonraki döneme ilişkin ise, mesela davanın açılma tarihinden sonra davalının size ekonomik şiddet uyguladığına yönelik ise, manevi tazminata hükmedilmeyecektir.
Ещё видео!