Yeşilçam'ın altın çocuğu olarak ünlenen usta sanatçı Göksel Arsoy Kara Günlerim, Altın Çocuk, Şafak Bekçileri gibi unutulmaz filmlerde oynadı.. Goksel Arsoy Boksör MUHAMMET ALİ İle İlgili bir anısını şöyle anlattı..Filmi çekerken Londra'da büyük bir kıyamet kopuyor. 'Dünya çapındaki boksör Muhammed Ali Londra'ya geliyor. Maç yapacak.' Ben bunu okuyunca Bakırköy'den arkadaşım Doğan (Uluç) Hürriyet'in Londra muhabiri, geldi, beni buldu. Muhammed Ali'nin antrenman yaptığı spor salonuna gittik. Dışarısı kalabalık, herkes çıkarken onu görsün diye bekliyor. Ben de İngilizce, 'Şans dilemek için Muhammet Ali, sana Türkiye'den, İstanbul'dan geldim. Orta Doğu'nun sinema artistlerinden Göksel Arsoy.' yazdım ve kapıdaki İngiliz polise rica ettim. Bunu onun adamlarından birine verin dedim. Gittiler, verdiler. 'Hiç ümit yok.' diyorduk ki uzun boylu bir siyahi çıktı, 'Göksel Arsoy.' dedi. Bizi içeriye aldı, yürüdük. Antrenman sonu gelmiş, bizi yanına getirdi, bitti. Onu kuruladılar, boks gömleğini giydirdiler ve sahneye aldılar, ringe çıkardılar. Döndü ve dedi ki, 'Bana uğur dileğini kabul ediyorum. Türkiye'den, Orta Doğu'nun en büyük artisti gelmiş.' İki siyahi beni bir tuttu, koydular yanına.
Hayatımda ben bu kadar güzel bir siyah adam görmedim. Çok güzel, çok sempatik, güler yüzlü, canlı bir insan. Sarıldı. Çok büyük, candan bir adam. Resimler çekildi, filmler çekildi. 'Geliyorsun değil mi yarın akşam maça?' dedi. 'Bilet bulamadım' dedim. Yalandı ama bilet değil, bilet bir pound. Nereden vereceğiz o parayı? 'Tamam sen Hilton'un kapısında şu saatte bekle, benim adamlarım seni alacak.' dedi. Orada buluştuk beni aldı, getirdi, salona girdik. Kıyamet, dolu İngilizler hep en önde oturuyor. Amerika'dan gelmiş arkadaşları beni aralarına aldılar. Çok dostluk gösterdiler. Muhammed Ali çıktı bir 'yuh' başladı. Aman ne kadar üzüldüm. Ama o hiç aldırmadı, sıçrayarak geldi ringe çıktı. Arkasından İngiliz çıktı ama ağır bir boksördü. 'Eyvah' dedim. Maç başladı. Devamlı kaçak oynuyor Muhammed Ali. Onun bütün vurdukları boşa gidiyor. Birinci raund bitti, iki bitti, üç bitti, dört bitti. Allah yardım etti. Beşinci raundda İngiliz'e bir çaktı, nakavt. Ben kendimi kaybetmişim, oturduğum koltuğun üstüne çıktım. Bağırıyorum. Amerika'dan gelen arkadaşlar tuttular, 'Aman otur, otur. Bunlar bizi öldürür.' Bu hikaye de böyle. Çok teşekkür ederim.
Ещё видео!