Aşkın hasında vardır; vefa ve cefa.
Aşık kavuşmayı değil, kavuşamamayı arzular.
Sefa değildir müşreti olduğu cefadır; illa cefa.
Tenine değmek değil, değemeyeceğini düşünmek deli eder aşığı.
Vee hoşdur, kahrı da lütfu da sevgilinin.
Ve kıskanır bir de aşık.
Kendisinden gayrı rakipler vardır aşkının etrafında.
Bazen ete kemiğe bürünmüş bir can olur rakibi, bazense aşkının gölgesi.
Vefalıdır aşık; rakip de olsa, cefa da olsa.
Mum alevinin etrafındaki pervane gibidir; her ne kadar sevgili güneşler olsa da.
Kalbi kalbine rabtedilmiştir sevgilinin; devvar olur aşkının etrafında.
Her dönüş halka biraz daha daralır,
Her devir aşık biraz daha yaklaşır.
Her yaklaşma, biraz daha yaklaşmaya yol olur.
Her yaklaşma da yakmaya sevgili için.
Ve yanmaya aşık için.
Dolayısıyla cefa vardır aşkta.
Yanarken yaklaşıldığı için de sefa.
Yanıp yakılıp kaçılmadığı için de vefa.
Hem yakıldığı, hem yanıldığı, hem de kaçılmadığı için iç içedir vefa, cefa, sefa.
Kurşun Kalem Yazıları
Ещё видео!