Evlilik birliğinin sona erme hallerinden biri de mahkemece boşanma kararı verilmesidir. Boşanma kararı mahkemece verilene ve bu karar kesinleşinceye kadar taraflar kanun önünde evlidirler ve evlilik ile ilgili hak ve yükümlülükleri devam etmektedir. Boşanmak isteyen taraf için yapılması gereken ilk iş boşanma kararını kesinleştirmektir. Öfkeyle ani verilen karar yerine mantık ve duygu süzgecinden geçirilmiş, olgunlaştırılmış bir karar olmalıdır.Boşanma kararı sonrası taraf eşiyle görüşüp mümkünse anlaşmalı boşanma yoluna gitmeyi denemelidir. Bu konuda arabulmak maksatlı olarak avukatınızdan hukuki destek almanızı tavsiye ederim. "Anlaşmalı boşanma" mümkün değilse boşanmak isteyen eş hukuki durumunu belirlemelidir. Boşanma davasının olası nedenleri ve hangi nedenle boşanma davası açılacağı belirlenmelidir. Boşanma davası için kanunun belirlediği özel boşanma nedenleri bulunmaktadır. Bunlar mutlak boşanma sebepleri olarak da tanımlanmaktadır. Zina sebebiyle boşanma, hayata kast, pek kötü muamelede bulunma ya da onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı sebebiyle açılabilecek boşanma davaları ile genel boşanma davası dediğimiz ve halk arasında şiddetli geçimsizlik olarak tanımlanan evlilik birliğinin temelden sarsılmasıdır. İşte eş bu boşanma davalarından hangisi hakkında dava açacağına karar verdikten sonra çekişmeli boşanma davası süreci başlayacaktır. Burada aslında önemli olan bu kararın verilmesinden önce boşanma davası avukatından hukuki destek alınması noktasındaki tavsiyem olacaktır. Zira açılan boşanma davasının lehe sonuçlanabilmesi için davanın mahkeme tarafından kabul edilmesi şarttır. Bu kabul için de iddia ettiğimiz örneğin zinanın ispatlanması zaruridir. Sen açmış olduğun boşanma davasında zina gerekçesini ispatlayamaz isen davan reddolacaktır. Bundan dolayı hangi ispat vasıtalarının hangi olaya özgüleneceği ile mutlak boşanma sebeplerinden mi yoksa nisbi yani genel boşanma sebeplerinden biriyle mi davanın açılması gerektiği hususu önem kazanacaktır.

свернуть