00:00 = Giriş
06:12 = Allah neden depremle sınıyor?
10:21 = Deprem kader mi?
15:41 = Hırsızlık, cinayet ve yolsuzluk neden azalmıyor?
28:06 = Tıbben izah edemezsin, Allah yapar! – Aleyna mucizesi!
28:06 = Atatürkçü düşünce derneğini deprem bölgesinde gördünüz mü?
34:04 = Allah’a dönmen için başına belamı gelmeli?
38:06 = Şeytanlar deprem bölgesinde iman çalıyor!
45:30 = En büyük felaket deprem mi, imansızlık mı?
51:12 = Kötülerle arkadaşlık yaparsan kötüleşirsin!
57:44 = Balıklara yem atarak hidayete eren Mecusî?
4. Sohbet
“Resûlullah (S.A.) efendimiz şöyle buyurdu: «Hayra dair herhangi bir şeye kavuşan kimse, onu mutlu bilsin ve faydalanmaya baksın; çünkü onun ne zamana kadar açık kalacağını bilemez.»
Ey cemaat! Fırsatı kaçırmayın. Hayatı ganimet bilin ve ondan faydalanmaya bakın. Mademki bu hayat kapısı açık, bir şeyler elde etmeye koyulun. Yakında o kapı kapanır. Hayır işleri yapmaya güçlü olduğunuz müddetçe hayır yapın. Tevbe kapısı kapanmadan o kapıdan girin. Sonra kapanır, tevbeniz de makbul olmaz. Halen dua kapıları açıktır; dua edin, makbul olur. Aranızda iyiliği ile tanınan kimselere koşun. Onların hayır dualarını ve öğütlerini dinleyin; sonra kapılar kapanır, mahrum olursunuz.
Ey cemaat! Yıktığınızı yapın. Pislettiğinizi temizleyin. Kötülüğünüzü iyiliğe çevirin. Günahla kararan varlığınızı parlatın. Aldığınızı sahibine verin. Efendinizden kaçtınız, onun kulluğundan uzak düştünüz. Hemen ona dönün ve tevbe edin.
Ey evlâd! Şu varlık âleminde ve şurada, Halik Teâlâ'dan başka kimse yoktur; varlığını O’na bağlarsan kulu olursun. O'nu bırakır, halka koşarsan, onların kölesi olursun.
Ey evlâd! İnsanların önünde gezen, birçok felâketler vardır. Her felâketin de kendine göre hayli dalları vardır. En büyük felâket, sonsuz saadetten mahrum olmaktır. En büyük saadet, ruh zenginliğine ermektir. Bunun için çok çalışmak ve tembel olmamak lâzımdır. Tembellik insanı korkunç uçurumlara atar. Telâfisi kabil olmayan kin ve düşmanlık tohumları saçar. Tembel olma. İşlerini sağlam yap ve çalışkan ol. Dünyayı çalışanlar kazanır. Âhireti çalışanlar kazanır... Birçok büyükler, çalışkan ve dinç olmak için, Allah'a yalvardılar.
Ebu Muhammed Acemî şu duayı yapardı: - “Allahım, bizi dinç ve çalışkan kıl.” Bununla: «Bizi tembel etme,» demek isterdi. Bunun mânası yücedir. Dil, bunun mânasını tam ifade edemez. Kim ki tadar, hakikati ancak o anlar. İslâm dininin emri dahilinde halkla iyi geçin. İslâm dini neye iyi derse o iyidir, mübarektir. İslâm dininin yüce emirleri zedelenmediği takdirde halkla geçimin tadı alınır ve hoşluk olur. Aksi olunca iyilik olmaz. Bilâkis felâket gelir. İyiler yapacakları işi bilirler, işlerini yerine ve zamanına göre düzenli tutarlar. Yapacağın işi onlara sor ve onlara danış.
Bir gün kıyamet kopacak. İnsana yaptıkları hatırlatılacak. Dünyada yaptığı hayır ve şer önüne mendil gibi serilecek. Kötülüğü gören pişman olur. Ama fayda vermez. Hatayı anmak burada olmalı. Orada anış hayır getirmez. Temel olan iş, bu acı günü, ölmeden önce hatırlamak ve ona göre hazır olmaktır. Harman zamanı ekmeyi, tarlaya tohum saçmayı düşünmek neye yarar? Sonbaharda ekin işine yönelmeyene yaz günü ne hayır verir?.. Peygamber (S.A.) efendimiz şöyle buyurdu: «Dünya, öbür âlemin ekim yeridir. Hayır eken sevinç biçer. Şer eken ise pişmanlık devşirir.»
Şerli adamlarla konuşma. Onlarla oturan bir gün gelir kötü olur. Önceleri iyiliğin devam etse de sonunda onlar gibi olabilirsin. Ama, yazık olur. Hayırlı olanlar, iyiliği arzu edenler bu halinde senden uzak dururlar. Seni kurtarmak isterler; ama onların iyi düşüncesini zedelemiş olursun.
Allah’ı anma hali, irfan sahiplerinin kalbinde hayme (çadır) kurar. Her yanını kaplar. Hak'tan gayri bütün düşünce izlerini siler, götürür. Bu ki tamam oldu, işte cennet orası olur. Peşin cennet bu olur. Vaad olan cennet ise öbür âlemdedir. Peşin cennete razı olmak, kalbin Allah'a yakın olması demektir. Hak'la kul arasındaki perdelerin kalkmasına gelince, buna ruh âlemine geçiş manasını vermek yerinde olur. Dünya cennetine kavuşan kula, perdeler açılır, Hak'la kendi arasında perde kalmaz.
Çocuklar gibi heves atına binme. Gözün görmüyor, seni yola iletecek birini ara. Görmeden yola çıkan, çukura yuvarlanabilir. Bilgin de yetersiz; öğren, cahil olma. Sana bilmediğini öğretecek birini bul. Bulunca yapış, bırakma. Ne derse kabul et. Görüşlerini müsbet karşıla. Onun sözü ve hareketi senin delilin olmalı. Büyük insana kavuşunca, yanına otur. Bilgiyi alıncaya kadar orada dur. İrfanın tam oluncaya kadar onu bırakma. Bunların sonunda, her yolunu şaşıran sana sığınır. Kimsesizlerin kabı olursun. Zavallılar himayene girer. Fakirler, derdine sende çareler bulur.
Neredesin? Hak böyle mi aranır?
Web / [ Ссылка ]
Facebook / [ Ссылка ]
Instagram / [ Ссылка ]
Instagram / [ Ссылка ]
Twitter / [ Ссылка ]
Podcast / [ Ссылка ]
Ещё видео!