Taşkışla’da (Taksim’de bugünkü İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi binası) bulunan Avcı Taburlarına mensup askerlerin, rumî takvime göre 31 Mart, miladî Nisan’ın 12’ni 13’e bağlayan gece sabaha karşı kışlalarını terk ederek Meclis-i Mebûsân’ın bulunduğu Ayasofya Meydanı’nda toplanmasıyla başlayan üç aşamalı olaylar zinciridir. İlerleyen saatlerde medrese talebeleri, bazı öğrenciler, hocalar ve vatandaşların da katılmasıyla meydandaki kalabalığın sayısı artmıştır. Mevcut iddialara göre bu kalabalığın sayısı, 5 bin ile 20 bin arasında değişmektedir.
Böyle başladı, nasıl ve ne şekilde bitti peki?
- Selanik’ten gelen Hareket Ordusu’nun, 25 Nisan’da İstanbul’a hâkim olması ve ardından 27 Nisan’da Meclis-i Mebûsân’ın Sultan II. Abdülhamid’in hal’ kararını alması neticesinde kendisinin Selanik’e sürgün edilmesiyle birlikte 31 Mart Vak’ası tamamlanmıştır. Özetle 31 Mart Vak’ası, 12-13 Nisan’da askerî isyanla başlayıp, Hareket Ordusu’nun İstanbul’u işgal etmesi ve 27 Nisan’da II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi sürecinde cereyan üç olayın tamamına verilen isimdir.
Kimler çıkardı bu hadiseyi?
- 31 Mart Vak’ası’nın kimler tarafından çıkartıldığı tam olarak bilinmemektedir. O gün Ayasofya Meydanı’nda bulunanlardan hareketle de bu sualin cevabını vermek yanlış ve hatalıdır. Zira 31 Mart Vak’ası, bir aktörle izah edilemeyecek kadar çok karmaşıktır. Olsa olsa görünen aktörler bâbında isyan günü meydanda bulunanlar zikredilebilir. Bunlar sırasıyla; Avcı Taburları’na mensup askerler, ordudan atılan alaylı subaylar ve çavuşlar, görevden alınan memurlar, askere alınmak istenen medrese talebeleri, öğrenciler, bazı hocalar, ulemadan bazıları ve halktan meraklılar. Bunların yanı sıra kılık kıyafet değiştirmiş bazı subayların varlığı ciddî olarak gündeme getirilmektedir. Yine bazı yabancıların da o gün isyancılar arasında dolaştıkları anlatılmaktadır.
kullan
kullanKaradeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim görevlisi Doç. Dr. Necmettin Alkan, Timaş yayınlarından çıkn "Selanik İstanbul’a Karşı" kitabında; 1908 Jön Türk İhtilâli'nin öncesindeki gelişmeler, 1908 İhtilâli sırasında yaşananlar, ihtilâlin devlet, toplum üzerindeki etkileri ve 31 Mart Vakası'na bakan yönlerini detaylarıyla inceliyor. Kitap Sultan Abdülhamid'e karşı yapılan haksızlıkları de bir bir anlatıyor. Osmanlı hukuk sistemi göz önüne alınarak bu sürecin ve 'hal'kararının hukuki yönlerinin incelendiği eser, hem okurlara konuya dair tüm bilgileri sunacak hem de tarihçilere yeni kapılar açacak nitelikte....
Bu harekette ajanların etkisi çok anlaşılan…
- Tabi, tabi… Genel kabul bu isyanın, Derviş Vahdeti önderliğinde hocaların Avcı Taburlarını kışkırtmasıyla patlak verdiği şekildedir. Bu arada Sultan II. Abdülhamid de için içine katılmaktadır. Fakat tam tersine İttihâd ve Terakkî’ye mensup bazı subayların kılık değiştirerek askerî provoke ve isyan meydanına sevk ettirdikleri de aynı şekilde dile getirilmektedir. Bunların yanı sıra İngiltere Büyükelçiliği Baştercümanı Fritzmaurice, İttihâd ve Terakkî karşıtı Prens Sabahaddin ve eski Sadrazam Kâmil Paşa’nın taraftarları gibi farklı kesimlerin de bu isyanda etkili oldukları iddia edilmektedir.
Tam olarak nedenleri neler?
- 31 Mart Vak’ası’nın asıl neden, 23 Temmuz 1908 tarihinde meşrutî yönetime yeniden geçilmesiyle başlayan süreçtir. 1908 ihtilalinin hemen ardından hızlı bir şekilde oluşmaya başlayan “jön türkî/ittihâdçı mutlakî” yönetim, kendi karşıtı çok bloklu bir muhalif cephenin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Bir de “din elden gidiyor” yaygarası var değil mi?
- Bu cephe mensuplarının kendilerine göre çok farklı nedenleri vardı. Öncelikle bu bloğun taşeronluğunu yapan Avcı Taburlarının isyan nedenlerini tespit etmek gerekiyor. Kendi beyanlarına göre, meşrutî yönetime yeniden geçilmesinin ardından başlayan süreçte bazı subayların dinî konularda gösterdikleri zaafiyetlerin ve bu bağlamda yaptıkları provokasyonların neden olduğu rahatsızlıklar, bu askerlerin sokağa çıkmasına yol açmıştır.
Ещё видео!