Bir eylül meselesiydi bizimkisi.
Sen sert esen bir rüzgar.
Ben ise çaresiz bir yaprak.
İçimde sonbahar oldu bugün anılar.
Toplamıştım oysa tüm çiçekleri.
Ölmüştüm eylülden önce.
Sen gelme diye,
Kapatmıştım tüm kapıları.
Evde yokum bu mevsim.
Acının doruğunda, sessizliğimin efendisiyim.
Kederli bir gülümseme alırken dudaklarımı,
Yağmur başlıyor ağır ağır…
Şehrin gamzesi düşmüş üzerime.
Adımlarım hızlı, kaldırımlar ıslak.
Bir şarkı kulaklarımı ağrıtarak,
Yükseliyor sokakta.
Bu eylül akşamında,
Bu sonbaharda.
İki kez ağrıdı yüreğim.
İki kez yıkıldı bu şehir ağustos sonları.
Denemekten yılmayan küçük bir çocuk gibiydim.
Fakat hiçbir oyunda galip gelemedim.
Öldü umut yoluna diktiğim çiçekler.
Kalp kırıklarım ellerimi kesiyor.
Gözlerimden akan yaş değil!
Bunu bil.
Yürüdüğüm tüm yolların sonu sen,
Şarkıların ana teması gözlerin.
Ben senden hiç vazgeçmedim.
Hiç alıp gitmedim yüreğimi, başkasının ellerine.
Günler, aylar sen diye geçti.
Umut bitti,
Gözyaşı bitti,
Sen hep ilk günkü gibi kaldın bende.
Bir sonbahar ayaklanır şimdi içimde.
Bir eylül yine acıyla sonlanır.
Ve kalbimdeki son çocuk da can verir böylece.
Gecenin sonuna geliyoruz.
“Her son yeni bir başlangıç” yalanı açık ediyor hüznümü.
Hüznüm, dolup taşıyor geceden.
Kalem tutmayan ellerim,
Ve gülmeyi unutan gözlerimle,
Oturup sokağın en karanlık köşesine,
Seni beklerim.
Seni özlerim.
Ne acıdır gelmeyeceğini bile bile seni beklemek.
Kanayıp kanayıp,
Tekrar seni sevmek.
Bilir misin! Anlar mısın bu acıyı!
Durulmuyor sonbahar.
İçimde bir devrim, bir isyan, bir yıkım var.
Her eylül.
Her sonbahar.
Şiir, Seslendiren: Remzi Tutak
Ещё видео!