Eşimin borcundan sorumlu muyum ? Borçluyu Taciz Etmek ya da Baskı Kurarak
Hukuk büroları ve avukatlar tarafından borçlulara “Borcunuzu ödemezseniz evinize haciz gelecek” şeklinde binlerce mesaj gönderiliyor. Borçlu kişi ölmüş olsa bile, borçlunun yakınları sürekli olarak aranıyor. Üzerinden 10-15 sene geçmiş olan borçlarda bile, kişiler avukatların sürekli tacizlerine maruz kalabiliyor. Bazı avkutlık böroları işi telefonda tartışmaya, tahrik edici söylemlerle muhatabını aşağılamaya kadar vardırıyor. Psikolojik baskıyı artırmak için kullanılan yöntemlerden biri de borçlunun eşinin yakınlarını aramak.
Mal Ayrılığı ve Paylaşmalı Mal Ayrılığı Rejiminin ortak hükümlerine göre; Madde 246: “Eşlerden her biri, kendi borçlarından bütün malvarlığıyla sorumludur.” Buna göre, Mal ayrılığı veya paylaşmalı mal ayrılığı rejimi seçilmiş ise, eşlerden herhangi biri kendi borcundan ötürü tüm malvarlığı ile sorumlu olduğundan kamu borçları da dâhil olmak üzere tüm borçlarından dolayı sadece kendi mal ve haklarına haciz tatbik edilebilir. Türkiye'de yaşanan ekonomik kriz birçok yurttaşın borcunu ödeyememesine neden oluyor. Borçları yüzünden icralık olan kişi sayısı 21 milyon 300 bin kişiyi aştı... Bir yanda geçim sıkıntısı bir yanda işsizlikle boğuşan yurttaşları diğer yandan hukuk büroları ve anlaşmalı şirketler ardı arkası kesilmeyen telefonlarla, mesajlarla taciz ediyor, psikolojik baskıyı artırmak için borçlunun yakınlarını arıyor. Peki yurttaş bu durum karşısında ne yapmalı? Avukatın görevi aramak değildir, taciz etmek hiç değildir. Hem Yargıtay’ın hem Türkiye Barolar Birliği'nin birçok kararında avukatın taciz edercesine borçluyu araması yanlış kabul edilmiş ve cezalandırma yoluna gidilmiştir. Hukuk büroları tarafından sürekli aranan, taciz boyutuna varan ve hatta akrabaları arkadaşları aranan insanlar var. Bu kişilerin yapabileceği en iyi şey arama kayıtları ve görüntülerini alarak savcılık nezdinde şikayette bulunmalarıdır. Bununla da yetinmeyip, avukatlık bürosunun bağlı bulunduğu baroya da şikayette bulunabilirler. Yalnız barolar bu şikayetlerde bir miktar ücret istemektedir. - 10 seneden fazla olan borçlarda, hukuki bir süreç devreye giriyor mu? Burada önemli olan borcun ana sebebidir. Örneğin bir fatura borcu 10 yıllık zaman aşımına tabi iken bir senet borcu 3 yıllık zaman aşımına tabidir. 10 yıl üzerindeki borçların tahsili ne zaman istenmiş o önemlidir. Örneğin 01.01.2008 yılında birisine borçlandığınızı düşünelim. Alacaklı kişi 8 yıl sonra, yani 2016 yılında bu borcu icra takibine koyarsa zaman aşımı kesilir. Dikkat ediniz. 'Durur' demiyorum. 2016 yılında takibe geçip hiç bir işlem haciz vs. olmasa bile 2026 yılına kadar alacaklı, zaman aşımını uzatmış olacaktır. Borç kira borcu olsaydı, alacaklı 2016 yılında takibe geçse bile zamanaşımı dolmuş olacaktı. Çünkü kira alacaklarında zamanaşımı 5 yıl olarak uygulanmaktadır. - Peki zaman aşımı dolmuşsa, takip otomatik olarak durur mu? Hayır. Zaman aşımı dolan, zaman aşımına uğrayan bir icra dosyası kendiliğinden durmaz. Mutlaka borçlu kişinin zaman aşımı itirazında bulunması gerekir. İcra dosyalarına itirazın ise çeşitli süre ve şekillere bağlandığını belirtmekte fayda var. Borçlu, zaman aşımına uğrayan bir borcu da ödeyebilir. Nihayetinde zaman aşımına uğrayan bir borç sona ermez. Sadece tahsil kabiliyetini yitireceğinden, borcu ödeyen kişi bu paranın zamanaşımı sebebiyle iade edilmesini isteyemez. “BU MESAJLARI ATANLAR SUÇ İŞLİYOR” - Avukatlar ve bürolar, bu tip mesajları yollayarak bir suç işlemiş oluyorlar mı? Bu tip rahatsız edici mesaj ya da aramalar sadece borçlulara değil, borçlunun anne babasına kardeşine, eşine diğer akrabalarına yönelik de oluyor. Hatta bunu yapan hukuk büroları, büyük hukuk büroları oluyor. Bunları yapmalarındaki maksat çok küçük alacaklar için haciz işlemi gerektirmeden arama yoluyla tahsilat yapmaktır. Çünkü hukuk büroları o kadar yoğun ki 500 - 1000 TL’lik icra dosyalarında haciz işlemi yapmak külfet oluyor. Bunun yerine aramayı ve tehdit etmeyi deneyenler az değil elbette. Bu yapılanlar açık açık suçtur. Abdurrahman KONYAR
[ Ссылка ]
Ещё видео!