Marmara Denizi Tam Tur 720km! yol bisikleti ile tam tur sürüşüm.
Strava verileri:
[ Ссылка ]
INSTAGRAM: [ Ссылка ]
Cuma günü hazırlıklarımı yaptım. Yine çocuklar gibi heyecanlıydım. Elimden geldiği kadar az durma hedefim vardı. Bu sebeple çantalar yiyecek ile doluydu. Her şey yolunda giderse pazar akşamı evde olacaktım. Sürüşüme başladım. Hava soğuktu. Bu mevsimde sıcak olmasını beklemek anormal olurdu zaten :) ilk hedefim Süpürgelik rampasına kadar durmamaktı. Öyle de yaptım. 2 Bidon su ile 165km gelebildim. Süpürgelik öncesi bir benzinciye girip sularımı tazeledim. Vişne suyu içip, biraz sandviç yedim. Depoları devamlı dolu tutmak gerekiyordu. Ne çok ne az, ayarında devamlı beslenmeliydim. Orhangazi de yemek molası vermeyi planlamıştım. Bundan vazgeçtim. Zaman kaybetmek istemiyordum. Süpürgelik Orhangazi derken Gemlik'e doğru devam ettim. Bu esnada da elimden geldiği kadar çekim yapıp her şeyi kaydetmeye çalıştım. Bursa öncesi sağlam bir rampa vardır. Çıkarken epey terledim. Soğuk için giyindim; ama hava ısınmıştı. İşte uzun sürüşlerde en çok mücadele ettiğim kısım buydu. Hava şartlarının farklılık göstermesi. Km bir yana, iklim şartları bir yana... inerken dondum! Hemen bir benzinciye girdim. İçimi peçete ile doldurdum. İçlik ile tenimin temasını ortadan kaldırmam gerekiyordu. Uzun süren sürüşlerde bunu kontrol altında tutmalısınız. Yoksa vücut direnciniz düşer üşütürsünüz. Sularımı yine tazeledim. Bursa bittikten sonra farklı bir şeyler yeme ihtiyacı duydum. Opet'te 2 poğaça 2 tane vişne suyu. Burada 15 dk durdum. Hemen devam ettim. Karacabey'e doğru pedalladıkça hava kararmaya başladı. işte gerçek sürüş şimdi başlıyordu. Karanlık yollar ve uykusuzluk. Hava soğuyacak ve hepsi birleşecekti. Erken kararan hava geç aydınlanıyordu. Bu toplamda 14 saat gece sürüşü demekti. 1 saat feribot ile karşıya geçiş, 13 saat tek başınıza yollarda olmak! Hava 1 dereceye düştü. Karacabey Bandırma derken buraya kadar geldim. Bandırma'da bir benzinciye girdim. Kağıt üzerinde yaptığım planı kontrol ettim. Tam bir saat önüne geçmiştim. Bu arada bu sefer kalın eldivenlerimi de yanıma aldım :)
Epey işe yaradı :) Biga'ya doğru sürmeye devam ettim. Emniyet şeritleri geniş ve daha önce kullandığım yollar olduğundan dolayı sorun yaşamadım. Burada epey çok rampa çıkacaktım. Ormanlık alan çok ıssız ve karanlıkta. Hiç ışık yoktu. Bazen bir anda çıkan köpeklerin saldırması uykumu adeta dağıtıyordu. Açıkçası bu beni korkutuyordu. Yorgunluk uyku yavaş yavaş bastırmaya başladı. Köpekler sağ olsun uykumu açıyordu. Çardak'a geldim; ama burası çok yıprattı. Ormanlık alanlar daha da soğuk oluyordu. Hissettiğim genel olarak eksi oluyordu. Bu sebeple kendimi çok iyi korumalıydım. Çardak'a sonunda geldim. Feribot 20 dk sonra kalkıyordu; ama öyle olmadı. 40 dk sonra hareket etti. 20 25 dk geçiş derken 1 saat zaman kaybettim. Bu beklediğim bir süreydi. Biraz uyumaya çalıştım. Kalktığımda Gelibolu'ya gelmiştim. Burada zaman kavramım yok oldu. Yorgun ve uykusuz şekilde indim. Bir şeyler yemem lazımdı. Sıcak bir çorba iyi gelirdi :) buraya kadar yediğim tek farklı şey tavuk suyu çorba oldu :) açma poğaça sandviç yiyerek buraya kadar gelmeyi başardım. Bunları tek sebebi zaman kaybetmemek. İndiğimde sıcak soğuk etkisi hoş olmadı... hazırlık yaptıktan sonra tekrar yollara koyuldum. Kavak'a geldim. Oradan Şarköy. Kavak köyü ile Şarköy arası uyku beni teslim almaya çalışıyordu. Soğuk daha da artmıştı. Mental savaş inanılmaz şekilde devam ediyordu. Yüzümü soğuk su ile yıkadım. Bidonlarda ki su buz gibiydi! Burası sert geçti; ama geçti... Çok tırmanış vardı. Şarköy'e inerken buz kestim... Buradan geçerken kahvelerdeki sobaları izliyordum. Kafa ne halde düşün :) zaman kaybetmemek için devam etme kararı aldım. Hava biraz ilerde daha da soğudu. 5 dereceye düştü. 20km/h bile gidemez oldum. Uyku gözlerime inmeye başladı. Durma kararı aldım. Vücut direncim yerle bir oldu. Kendimi hiç bu kadar güçsüz hissetmedim. Bir kahveye girdim. Soba yeni yakılıyordu. Keyifli bir sohbet eşliğinde bu güzel insanlardan ayrıldım. :) kendimi epey toparladım. Mürefte yolu harikaydı! Uçmakdere beni bekliyordu. Doğa bana enerji vermeye başladı. Heyecanlandım... Kuşlar o kadar güzel ötüyordu ki... adeta beni besliyor, moralimi en üst seviyeye çıkarmamı sağlıyordu.
Kameram ile bol bol çekim yaptım. Çünkü zaman olarak iyi durumdaydım. Yamaç paraşütü yapanları izledim. Çok güzeldi... Tekirdağ'ın dış yolundan devam ettim. Yol üzerinde köfte yemek için durdum :D 28saat bisiklet üzerinde kalmışım. 36 saatte sürüşüm tamamlanmış. Bunun 1 saati feribot 1 saati goporo ile uğraşmaya gitti diyebilirim. Kendimi toparlamak için girdiğim kahvede mecburi oldu. Bu süreleri çıktığımda geriye sadece 5 saatlik bir mola kalıyor. Tecrübelerimi geliştirmeye çalışıyorum . Hem mental, hem dayanıklık bakımından bir tık daha yukarı çıktım. Bu kadar soğuk hava da bile, bu değerler ile sürüşümü tamamladığım için mutluyum.
Ride more bro!
